Sultan
Papağanı
1.0
Sultanlar Avustralya kökenli bir tür olup kakadu familyasından gelmektedirler. Sultan ismi daha doğrusu Latincede söylenen asıl ismi olan Nymphicus Hollandicus nereden gelmektedir. Yunanca kökenli olan kelime “Nymphe” nin anlamı “gelin, genç kız” demektir. Nymphe Yunanlılarda “alt sınıf tanrısı” olmakla beraber, genelde Zeus’un kızı olarak ve zamanının çoğunu şarkılarla, danslarla eğlenerek geçirip, böylece uzun ömürlü ve daima genç kalan bir varlığı temsil ederdi.
Nympheler Yunan tanrılarına eşlik edip refah ve bolluk dağıtırken, bu aynı derecede oyuncu müzikal ve bereketli kuşların da, Nypheler’e eşlik ettiği söylenir. Odysseus’un, Calypso adlı Nmphe’yi ilk gördüğünde de, kafasının üstünde böyle kendisiyle uyum içinde, güzel bir kuş vardı. Belki de bu özellikler ve sorgucu (ibik) bu kuşları, baştan çıkarıcı bu Nymphlerin eşlikçisi yapandı. Bu ismin verilmesine sebep olandı.
Sanırız sultanlara ismini veren bilim adamı “Wagler” de bundan etkilenmişti. İsimdeki 2. eklenti kısmı olan “hollandicus” la ise anavatanı belirtiliyor. Çünkü diğer kontinentlerden ayrılan Avustralya’yı 1606 yılında ilk keşfedenlerden birisi, bir Hollandalı olan Willem Jansz’tı. O, bugünkü Avustralya’ya o zaman “Yeni Hollanda” adını vermişti.
Ancak 1788 yılında sultanlar “Gmellin” sayesinde bilimsel isimlerine, yani “Psittacus Novaehollandiae” sahip oldular. 1792 de ise “Kerr” bu türe “Psittacus Hollandicus” adını verdikten sonra ”Wagler” buna ek olarak 1832 de “Nymphicus Hollandicus” tanımını yaptı.
O zaman tek renkleri vardı: gri dişiler ve gri kafası, sarı ve yanaklarında koyu kırmızı lekeleri olan erkekleri…
19 y.y. ortalarında Avustralya ya Avrupa tarafından göçler başladığında, ilk sultanlar da deniz yoluyla Avrupa’ya getirilmeye başlandı. Yabani yakalanmış olmalarına rağmen çok hızlı biçimde iklime uyum sağlayıp üremeye de başladılar. Avustralya’nın çok değişken bir iklimi olduğunu düşünürsek,(gece/gündüz arasında 40 C’ye varan ısı değişimleri olmakta), bekli de bu üretimlerinde Avrupa’da olan daha sabit ısı düzeylerine uyumu kolaylaştırmıştır diyebiliriz.
Bilim adamları uzun yıllar sultanları hangi gruba koyacakları konusunda kendi aralarında ayrıma düşmüşlerdir. Cacatuidae mi yoksa Platiceridae mı sorusu uzun süre kafaları meşgul etmiştir. Çünkü sultanlar her iki gruba da ait özellikleri göstermekteydiler.
Şimdilerde ise, sultanlar artık sadece tek bir cins kakadu familyasına bağlı olan kendilerine ait bir alt sınıfta değerlendirilmektedirler. G.A.Smith (The Encyclopedia of Cockatiels) sultanları, eskiden bakiye kalan ve kakadularla papağanlar arasında köprüyü oluşturan bir tür olarak görmektedir.
Düzenleme:
Psittaciformes (papağanlar)
Familyası (sınıfı) : Cacatuide (kakadular)
Altfamilya (sınıfı) : Nymphicinae (sultanlar)
Cins: Nymphicus
Boy: 28–34 cm
Ağırlık: yaklaşık 90 Gram
Cinsiyet ayrımı:
En büyük ve duyumsal olarak da algılanabilecek cinsiyet farkı ötüşlerinden anlaşılandır. Çünkü erkek dişiyi çiftleşmeye (kızıştırmak için) ikna etmek amaçlı değişik, alçak ve yüksek volümlerde sesler çıkarabilmekte bazen de, ses dizeleri halinde ötebilmektedir. Zaten tek beslenen sultanlarda tüy yolma sorunu yanı sıra böyle agresif yüksek ötüşlerin olması da bundan dolayıdır. Gerçi sürü içinde böyle ötüşler günlük planlarında da vardır. Dişiler daha sesiz olurlar. Arada sırada hafif ötüşler dışında fazla gürültülü değillerdir.
Erkek ve dişiyi renklerinden ayırt etmek ise aslında daha çok doğal renginde (yani melez olmayanlarda) mümkün olur. Bunlarda renklerin netliği ve güzelliği çok daha belirgin olmaktadır.
Yalnız sonuç olarak tekrar belirtmeliyiz ki, erkek mi yoksa dişi mi kavramı yerine kesinlikle çift olarak beslemek kavramı olmalıdır. Çift beslendiklerinde de sorunsuz evcilleşeceklerdir ve tek beslemeden oluşan tüy yolma ve aşırı agresif bağırma gibi ve benzeri oluşan davranış bozuklukları da yaşanmayacaktır.
Yaklaşık 9 aylık olduklarında cinsiyetlerini belirlemek mümkün oluyor. Erkek kızıştırma tavırlarına yaklaşık 6. ayında başlar. Hafif sarkık ayrık duran kanatlarla daldan dala konarak ve değişik tonlarda öterek dolaşır. Yerde ise hafif zıplama benzeri hareketlerde bulunarak gezinir. Eğer bu arada bir dişiye rastlarsa tam kulağının dibinde öterek onu etkilemeye çalıştığını görürsünüz.
Tüylerde ise cinsiyet en sağlıklısı 6–9 aylıkken ilk tüy değişiminden sonra anlaşılabilir. Fakat bu da daha çok fazla melezleştirilmemiş renklerde mümkün olan bir durumdur. Burada belirleyici olan kafa kısmında ki renkler ve kuyruk altında ve en uzun olan kuyruk tüyü kısmında bulunana enine çizgilerdir. Bu çizgiler erkeklerde olmaz dişilerde görülür.
Erkeklerin yukardan bakıldığında daha enli dişilerin ise daha yuvarlak bir kafa şekilleri vardır.
Natürel renkler en kolay tanımlanabilenlerdir. Erkekte kafa rengi sarı ve yanakta kuvvetli kırmızı nokta olur. Dişide ise kafa rengi gri ve yanakta soluk bir kırmızı leke olur.
Beyaz kafa; aynen ismi gibi beyaz olandır ve yanakta benek yoktur. Burada da dişinin kafa rengi gridir yanakta benek yoktur.
Diğer tüm renklerde ise ya DNA testi ya da tavır ve davranışlara bakarak cinsiyet ayrımı mümkün olacaktır. Benekli olanlarda ise dişiler ilk tüy değişiminden sonra beneklerini kaybeder oysa erkeklerde tüylerdeki benekler kalır.
Sultanlar sürü halinde yaşayan türlerdendir. Bu sürüler o kadar büyüktür ki, gökyüzünü karatacak kadar geniş alan kaplarlar. Tohumla beslenen türler olduklarından, yiyecek arayışı içinde genelde sürü halinde yaşamak tipik bir davranış bicimidir. Sultanlarda bu şekilde Avustralya’nın yeşil alanlarında yiyeceklerini ararlar.
Yiyeceğin bol olduğu bir yerde sürü yumurtlamak amaçlı geçici konaklar. Sultanlar en iyi yumurtlama yeri için kesintisiz kavga halindedirler. Kavgayı en iyi uyku köşesini kapmak içinde yaparlar. Yalnız şu bir gerçek ki, açık alanda yapılan kavgalar kafes veya salmalarda olduğundan çok daha sakin geçiyor ki bu tür yerlerde sadece eş arayışı bile çok sert gaga darbeleriyle yapılan kavgaların çıkmasına sebep oluyor. Geniş sürülerde sayının fazla olmasından dolayı sağlıklı bir hiyerarşi oluşması imkânsız olduğu için böyle baskın çıkmalarda oluşmamaktadır.
Sultanlar kendi aralarında hafif dostluklar da kurarlar Hem cinsleriyle tipik davranış biçimleri sergilerler. Örneğin kafa kaşıma, öpüşme, sokulma vb gibi. Diğer erkeklerle yapılan bu davranış değiş tokuşu, onlara hem örnek almaları açısından, hem de çiftleşmelerinde gerekli olan tohum bezelerinin aktifleşmesi açısından önemlidir.
Sultanlar çok sosyal hayvanlardır ve mutlu olabilmeleri için mutlaka türdeşlerinin varlığına ihtiyaç duyarlar.
Genelde sultanlar monogam (tek eşli) canlılardır.
Sultanların Avustralya’nın geniş alanlarından oluşan doğal ortamları çok zorludur. Yaşam ortamları yarı çöller, stepler, çalılıklardan ve açık okalüptüs ormalarından oluşur. Yağmur zamanlarında buralar onlara yumurtlamak için oyuklar sunarlar.
Yağmur zamanlarına denk gelen yumurtlama süresi dışında sultanlar, tam bir göçebe hayatı yaşarlar. Çünkü yaşadıkları iklim dolayısıyla yiyecek kısıtlı olduğundan, kısaca sürekli yemeğinin peşinde koşarak zamanlarını geçirirler.
Sulak bölgelerde kısıtlı olduğu için genellikle bu tür yerlerde konumlanırlar. Bu bölgelerin su oranı daha yoğun olduğundan sabah ve akşamları ziyaret ederler. Gündüz yoğun sıcaktan dolayı yarı kuruyan su birikintileri, gece düşen ısı ve sabaha karşı oluşan çiğ ve nem sayesinde daha çok olmaktadır. Bu nedenle, aslında ihtiyaçları kalmamış olsa bile, ev ortamında beslediğimiz kuşlar genelde sabah ve akşamları yemek yerler.
Yemekleri sürü halinde yenir. Koloni şeklinde yaşam tarzı gereği bu durum sosyal konumu güçlendirdiği gibi, çiftleşmek için gerekli ortamı da sağlar. Böylelikle en iyi gıda iklim değişmeden bolca alınmış olur. Kalabalık olmalarının bir yararı da, düşmanlardan daha rahat korunmalarını sağlamaktadır.
Bunlara ek olarak beraber yemek yemenin bir faydası da, bulundukları kurak ve tehlikeli iklimde hayatta kalmalarını ve nesillerini devam ettirebilmelerini kolaylaştırmasıdır.
Evlerinde kalabalık sultan besleyenlerin çoğu zaman gözlemleyebileceği bir durumda, biri daima çevreyi kolaçan ederek önden su ve yemliğe gider ve diğerleri onu takip eder. Bir tanesi ürküp kaçmaya/uçmaya başladığı anda diğerleri de hemen onu izler – tehlike geliyor anlamında – ve tüm sürü tekrar birleşip bir yerde toplanana kadarda uçarlar.
Esaretteki kuşun harekete ihtiyacı vardır.
Yem ve su kapları, uçarak (veya en azından tırmanarak) ulaşabileceği bir yere konmalıdır. Burnunun dibinde duran ve sürekli dolu olan yem ve su kapları esarette ki kuşlara doğal ortamda ki hareketi maalesef sunmamaktadır.
Sürü davranışı, eşleşme ve sosyal bağlar:
Tipik davranışlar genelde tehlike anlarında gözlemlenir. Bir tanesi aniden havalandığında diğerleri de kaçınılmaz bir şekilde onu takip ederler. Biri bağırmaya/ötmeye başladığında, diğerlerinin algıladığı bu tiz ses ve arayış çağrısı sonucunda, onlarda aynı davranışı anında tekrarlarlar. Sürü sabah uyanır uyanmaz tiz seslerle birbirlerine seslenmeye başlarlar “herkes hala burada mı” “ ben buradayım” ve gün akışında olan haberleri aktarırlar. Beraberce yeni doğan günü selamlar ve yiyecek arayışı için toplanmaya çağırırlar. Akşam aynı ritual devam eder ve gece konaklama çağrıları yapılır.
Bir kuşun havalanması potansiyel tehlike işareti olarak algılandığından, diğerleri de hemen ona uyarak sürünün kalabalık korunmasına sığınarak uçarlar. Evinde 4 veya daha fazla sultan besleyen bunu gözlemleme şansına sahiptir. Ama 2 tanede bile, bu davranış çoğu zaman bariz göze çarpar. Zaten kesin bir yönetim biçimi olamasa bile gözlemlenen şudur ki, bir kuş daima başı çeker, birbirleriyle iyi geçinen sultanlarda olduğu gibi (dikkat ederseniz fark edersiniz ki her şeyi daima birlikte yaparlar)… Sürüde bir sultan temizleniyorsa diğerleri de temizlenmeye başlar.
Kavga etmek ve birbirini kızdırmak onların doğal sosyal yaşamının bir parçasıdır. Birbirlerinin peşinde hoplayıp dururlar. Birinin oturduğu yerde diğeri e oturmak ister. Bu davranış biçimi daima ve süreklidir. Bu nedenle aralarında genelde ufak zararsız kavgalar çıkar . Bazen birinin kuyruğu ulaşım alanındaysa çekilir ya da en sevilen ısırma yeri olan ayaklara saldırılır. Bu ayak ısırma davranışını dişiler, erkeklerin dikkatini çekmek için de yaparlar. Bu kızdırma aslında genelde göründüğünden daha zararsız ve acı vericidir.
Yaşam alanları – Genel davranışlar:
Sultanlar sürü halinde yaşayan türlerdendir. Bu sürüler o kadar büyüktür ki, gökyüzünü karatacak kadar geniş alan kaplarlar. Tohumla beslenen türler olduklarından, yiyecek arayışı içinde genelde sürü halinde yaşamak tipik bir davranış bicimidir. Sultanlarda bu şekilde Avustralya’nın yeşil alanlarında yiyeceklerini ararlar.
Yiyeceğin bol olduğu bir yerde sürü yumurtlamak amaçlı geçici konaklar. Sultanlar en iyi yumurtlama yeri için kesintisiz kavga halindedirler. Kavgayı en iyi uyku köşesini kapmak içinde yaparlar. Yalnız şu bir gerçek ki, açık alanda yapılan kavgalar kafes veya salmalarda olduğundan çok daha sakin geçiyor ki bu tür yerlerde sadece eş arayışı bile çok sert gaga darbeleriyle yapılan kavgaların çıkmasına sebep oluyor. Geniş sürülerde sayının fazla olmasından dolayı sağlıklı bir hiyerarşi oluşması imkânsız olduğu için böyle baskın çıkmalarda oluşmamaktadır.
Sultanlar kendi aralarında hafif dostluklar da kurarlar Hem cinsleriyle tipik davranış biçimleri sergilerler. Örneğin kafa kaşıma, öpüşme, sokulma vb gibi. Diğer erkeklerle yapılan bu davranış değiş tokuşu, onlara hem örnek almaları açısından, hem de çiftleşmelerinde gerekli olan tohum bezelerinin aktifleşmesi açısından önemlidir.
Sultanlar çok sosyal hayvanlardır ve mutlu olabilmeleri için mutlaka türdeşlerinin varlığına ihtiyaç duyarlar.
Genelde sultanlar monogam (tek eşli) canlılardır.
Sultanların Avustralya’nın geniş alanlarından oluşan doğal ortamları çok zorludur. Yaşam ortamları yarı çöller, stepler, çalılıklardan ve açık okalüptüs ormalarından oluşur. Yağmur zamanlarında buralar onlara yumurtlamak için oyuklar sunarlar.
Yağmur zamanlarına denk gelen yumurtlama süresi dışında sultanlar, tam bir göçebe hayatı yaşarlar. Çünkü yaşadıkları iklim dolayısıyla yiyecek kısıtlı olduğundan, kısaca sürekli yemeğinin peşinde koşarak zamanlarını geçirirler.
Sulak bölgelerde kısıtlı olduğu için genellikle bu tür yerlerde konumlanırlar. Bu bölgelerin su oranı daha yoğun olduğundan sabah ve akşamları ziyaret ederler. Gündüz yoğun sıcaktan dolayı yarı kuruyan su birikintileri, gece düşen ısı ve sabaha karşı oluşan çiğ ve nem sayesinde daha çok olmaktadır. Bu nedenle, aslında ihtiyaçları kalmamış olsa bile, ev ortamında beslediğimiz kuşlar genelde sabah ve akşamları yemek yerler.
Yemekleri sürü halinde yenir. Koloni şeklinde yaşam tarzı gereği bu durum sosyal konumu güçlendirdiği gibi, çiftleşmek için gerekli ortamı da sağlar. Böylelikle en iyi gıda iklim değişmeden bolca alınmış olur. Kalabalık olmalarının bir yararı da, düşmanlardan daha rahat korunmalarını sağlamaktadır.
Bunlara ek olarak beraber yemek yemenin bir faydası da, bulundukları kurak ve tehlikeli iklimde hayatta kalmalarını ve nesillerini devam ettirebilmelerini kolaylaştırmasıdır.
Evlerinde kalabalık sultan besleyenlerin çoğu zaman gözlemleyebileceği bir durumda, biri daima çevreyi kolaçan ederek önden su ve yemliğe gider ve diğerleri onu takip eder. Bir tanesi ürküp kaçmaya/uçmaya başladığı anda diğerleri de hemen onu izler – tehlike geliyor anlamında – ve tüm sürü tekrar birleşip bir yerde toplanana kadarda uçarlar.
Esaretteki kuşun harekete ihtiyacı vardır.
Yem ve su kapları, uçarak (veya en azından tırmanarak) ulaşabileceği bir yere konmalıdır. Burnunun dibinde duran ve sürekli dolu olan yem ve su kapları esarette ki kuşlara doğal ortamda ki hareketi maalesef sunmamaktadır.
Sürü davranışı, eşleşme ve sosyal bağlar:
Tipik davranışlar genelde tehlike anlarında gözlemlenir. Bir tanesi aniden havalandığında diğerleri de kaçınılmaz bir şekilde onu takip ederler. Biri bağırmaya/ötmeye başladığında, diğerlerinin algıladığı bu tiz ses ve arayış çağrısı sonucunda, onlarda aynı davranışı anında tekrarlarlar. Sürü sabah uyanır uyanmaz tiz seslerle birbirlerine seslenmeye başlarlar “herkes hala burada mı” “ ben buradayım” ve gün akışında olan haberleri aktarırlar. Beraberce yeni doğan günü selamlar ve yiyecek arayışı için toplanmaya çağırırlar. Akşam aynı ritual devam eder ve gece konaklama çağrıları yapılır.
Bir kuşun havalanması potansiyel tehlike işareti olarak algılandığından, diğerleri de hemen ona uyarak sürünün kalabalık korunmasına sığınarak uçarlar. Evinde 4 veya daha fazla sultan besleyen bunu gözlemleme şansına sahiptir. Ama 2 tanede bile, bu davranış çoğu zaman bariz göze çarpar. Zaten kesin bir yönetim biçimi olamasa bile gözlemlenen şudur ki, bir kuş daima başı çeker, birbirleriyle iyi geçinen sultanlarda olduğu gibi (dikkat ederseniz fark edersiniz ki her şeyi daima birlikte yaparlar)… Sürüde bir sultan temizleniyorsa diğerleri de temizlenmeye başlar.
Kavga etmek ve birbirini kızdırmak onların doğal sosyal yaşamının bir parçasıdır. Birbirlerinin peşinde hoplayıp dururlar. Birinin oturduğu yerde diğeri e oturmak ister. Bu davranış biçimi daima ve süreklidir. Bu nedenle aralarında genelde ufak zararsız kavgalar çıkar . Bazen birinin kuyruğu ulaşım alanındaysa çekilir ya da en sevilen ısırma yeri olan ayaklara saldırılır. Bu ayak ısırma davranışını dişiler, erkeklerin dikkatini çekmek için de yaparlar. Bu kızdırma aslında genelde göründüğünden daha zararsız ve acı vericidir.
Kaşıma:
Sultanlarda en sevilen davranıştır.
Yalnız bu sadece çiftleşme işareti olarak algılanmamalı yani bu daima karşı eş arayışı davranışı değildir. Aksine erkekler de birbirini kaşımayı severler. Bu davranışta genelde kafa aşağıya eğik olur ve bir diğeri gagasıyla kafa ve yüzü kaşır.
Sultan Papağanı Alırken Dikkat
Edilecek Hususlar
Sultan
papağanları jölelenmiş gibi duran güzel sorguçları, doğuştan makyajlı turuncu
yanaklarıyla minicik sevimli ve her canlı gibi sevgiyi hak eden evcillerdir. Bu
80 gramlık şeylerden evimize almak istediğimizde nasıl seçim yapmamız
gerektiğini, öncelikle nereden almamız gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Ne yazık
ki herhangi bilgisi olmayan hayvan severler petshoplar tarafından kandırılıyor.
Hasta hayvanları yüksek fiyata alıyoruz ve eve getirdiğimizin haftasında belki
de ölümlerini görüyoruz. Bu gibi durumları yaşamamak için sultan papağanı
alırken dikkat edilecek başlıca şeyleri sıralayalım:
Sultan papağanı alırken: 1. Her şeyden önce "İyi bir
bakıcı olabilecek miyim acaba?" diye düşünüp, karar verilmeli. 2. Halsiz,
durgun görünmemeli. 3. Kafese yaklaştığınızda hareketlenmeli, merak etmeli.
Kafes içinde hareketli, diğer sultanlarla ilgili olmalı. 4. Özellikle sırtında,
kanatlarında kellikler olmamalı. (Tüy yolma problemi var demektir.) 5. Kafası
arkaya gömük, kabarık şekilde sürekli uyumamalı. (Kafes tellerine ses çıkararak
dokunduğunuzda uyanıp irkilmiyorsa sıkıntı var demektir.) 6. Burunda akıntı
olmamalı. 7. Gözde kısılma, kızarıklık vs. olmamalı. Gözler parlak olmalı. 8.
Tüyleri düzenli (taranmış gibi), parlak ve temiz olmalı. 9. Ayaklarında ve
gagasında beyazlıklar olmamalı. (Mantar hastalığı olabilir yoksa.) 10.
Kanatları dik, arkada sırtını kapayacak şekilde birleşiyor olmalı. 11. O
kalabalıkta bakabiliyorsanız dışkısına bakın. Çok sıvı veya değişik renkte
olmamalı. 12. Poposunda dışkı olmamalı. 13. Karın bölgesinde zayıflık, göçüklük
gibi şeyler olmamalı. 14. Nefes alıp verirken kuyruğu sabit olmalı.
Yavru olup olmadığını anlamak için; 1. Ayakları ince, pembe ve pütürsüz
olmalı 2. Gözleri yusyuvarlak ve açık olmalı 3. Henüz 2-3 aylık sultanlarda
bölgesel kellikler olabilir. Bu yavru sultanlarda bir hastalık belirtisi
değildir. Öncelikli olarak papağanlarımızı ev üretimi olanlarından tercih etmek
daha mantıklı. Forumdan ya da tanıdık vs. bir şekilde alınabilir. Çünkü evde,
kafeste büyümüş kuşlar kolayca evcilleştirilebiliyor ve birçok besine açık
oluyor. Ayrıca sağlık durumlarından emin olmuş oluyoruz. Maalesef petshoplarda
çekirdekten başka bir şey yemiyorlar ve vahşileşiyorlar. Bu yüzden beslenme
çeşitliliğinde ve evcilleştirmede sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Ama bu bir
tercihtir, ben şahsen petshoptan alma taraftarıyım çünkü o kuşları o halde
görünce onları aldığımda kurtarıyormuşum gibi hissediyorum Smile
Papağanımıza kafes seçerken: 1. Köşeli olmalı. (Dikdörtgen veya
kare. Kesinlikle yuvarlak olmamalı) 2. Pirinç telli olmalı. (Yani boyasız,
boyası sökülmeyecek) 3. 1.5-2.5 cm kalınlığında ahşap tünekli olmalı. 4. Geniş
kapılı, mümkünse 2-3 kapılı olmalı. 5. Alt ızgara teli mutlaka olmalı. 6. Tek
bir sultan için ortalama 40x40x40 ölçüler idealdir. Ama çift sultan bakmayı
düşünüyorsak yuvalık kapısını da akıl edip en az 50x50x50 ebatlarında kafes
almamız gerek. 7. Yem kaplarına su doldurup suluk yapmak yerine ayrıca suluk
bulundurmamız gerek. 8. Bunun haricinde kafese kalamar kemiği, kuş kumu ve gaga
taşı mutlaka almalıyız. Her zaman da kafeste tutmalıyız. Umarım yardımcı
olabilmişimdir. Son olarak tüm hayvanseverlere söylemek istediğim: Canlının
küçüğü, büyüğü, çok önemlisi veya az önemlisi olmaz. Biz evimize bir
"can" alıyoruz ve bu cana hakkıyla bakmayı unutmayalım. Onlardan
sevgimizi ve en önemlisi vicdanımızı esirgemeyelim.
Sultan Papağanları Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Sultan papağanımı Yeni aldım Yem Yemiyor? [Resim: note.png] Telaşlanmayın!
Eve yeni gelen sultan papağanları yeni ortama girdikleri için tedirgin olurlar,
1 2 gün yem yemezler, veya sizden gizlice yerler.Üzerindeki tedirginligi
attıktan sonra yem yemeye başlıyacaktır,üzerine gitmeyin..
Sultan Papağanımı Yeni Aldım Şimdi Ne Yapmalıyım? Şimdilik yapacağınız beklemek,ilk 1
hafta hemen hemen hiç rahatsız etmeyin,sadece yemini suyunu temizliğini yapıp
çekilin ortama adapte olmasına alışmasına zaman verin, Tedirginliğini atması
lazım,daha sonra yavaş yavaş eğitim için girişimlere başlayabilirsiniz.
Değişik Renklerde ki Sultan Papağanları Çiftleşirmi? [Resim: note.png] Evet çiftleşir.
Sultan Papağanları eş seçerken renk konusunu önemsemezler ve her renk sultan
diğeri ile kolaylıkla çiftleşir.
Sultan Papağanları Kaç Yıl Yaşar? Sultanlar Doğal hayatta 20-25 yıl
ev hayatında ise daha kısa.Ev ortamında iyi bakılmış bir sultan papağanı 15 20
yıl yaşayabilir..
Sultan Papağanları Kaç Gramdır? Ortalama bir sultan papağanı 90-100
gram ağırlığındadırlar.Bu ağırlık idealdir.
Sultan papağanımı Evde Yanlız Bıraksam Olurmu? Hayır.Sultan Papağanları yalnızlığı
pek sevmezler,tüm yemlerini ve suyunu koysanız bile 12 saatten uzun süre yalnız
kalması kuşun psikolojisini ciddi derecede bozabilir.
Sultanımı Tatile Giderken Yanımda Götürsem? Hava değişimi ve yol kuşunuzu
yoracağını göz önüne alın. Eğer gideceğiniz yerde 2-3 hafta veya daha uzun
kalacaksanız götürebilirsiniz. Ancak daha kısa geziler için yorduğunuza değmez.
Çünkü hava değişimi insanları bile çok etkilemekte,kuşunuz hem yer değişimden etkilenecek
hemde hava değişiminden.
Sultanımın Tırnaklarını ve Gagasını Kesebilir miyim? Hayır. Böyle bir şey yapmaya gerek
yok kuşa zarar verip damarlarını kesebilirsiniz. Doğru kalınlıkta ki ağaç
tüneklerde hem gagasını hem de tırnaklarını kendisi düzeltecektir,kafese gaga
taşı ve kalamar kemiği takarak gagasını törpülemesine yardımcı olabilirsiniz.. Ağaç
dalı olarak dut dalı tavsiye edilir.
Sultanlar ile Aynı Odada Başka Tür Kuşlar Besleyebilir
miyim? Evet.
Kendilerine ait kafesleri ayrı olduğu sürece problem değil. Ancak unutmayın ki
daha büyük türler Sultan Papağanına, daha küçük türlere de Sultan papağanı
yakalarsa zarar verir.
Sultanlar Başka Tür Kuşlarla Aynı Kafeste Beslenir mi? Hayır. Sultan Papağanları hiçbir
başka tür ile beraber yaşamaya müsait değildir. Uyku ve dinlenme düzenleri ve
sosyal ilişki yapıları diğer kuştan farklı olacağından kısa sürede psikolojik
problemler yaşayacaktır. Özellikle muhabbet kuşları ile yaşatılması hiç
sağlıklı değildir. Cünkü muhabbet kuşları sultan papağanlarına nazaran çok
hareketlidir,diğer büyük türler ise sultan papağanlarına zarar
verebilir,dedigimiz gibi zaten beslenme bakım sosyallik tüm kuşlarda farklı
olduğu için uygun değildir.
Papağan sahiplerinin bilmesi gereken 10 şey. ( cozucu123 arkaşımızın çevirisi )
Sultan papağanı tozu Sultan papağanı yaygın olarak beslenen bol miktarda kuş
tozu yaratan 3 papağandan biridir, diğer kuş tozu yaratanlar sultan papağanının
yakın kuzeleri kakadu ve afrika gri papağanıdır. Sultan papağanınızın kafesinin
etrafındaki her şeyi kaplayan ince beyaz bir toz tabakasını farkedebilirsiniz,
özellikle televizyon gibi static elektirikle toz çeken nesnelerde. Bu toz
kuşların derisine yakın yerlerde büyüyen küçük tüylerden gelir. Bu tüyler alt
tüyler arasından çıkarlar ve bu küçük tüyler kuşun kendini izole (soğuk gibi
dış etkenlerden) etmesine yardım etmesi için kullanılır. Bu alt tüyler hakkında
ki yegane şey kuşun vucudana su geçmemesine yardım etmesidir kuşlar gagalarıyla
tüylerini düzeltirken bu tüylerin ucu içe doğru ince bir toz tabakasına döner.
Toz çoğu insan için sorun değildir ama diğer insanlar için solunum ve ağır
astım gibi sorunlar yaratabilir. Sultan papağanları yakınlarında tutulan diğer
kuşlarda alerjik reaksiyonlara sebeb olabilir ; macawlar özellikle bu tozlu kuş
türlerinden etkilenirler Sultan papağanınıza sık sık banyo yaptırmak tüy
tozlarının azalmasına yardım edecektir.
Sultan Papağanımı, İlk Önce Tek mi Alayım? İlk etapta tek,Eğer Sultan
Papağanını çift olarak alırsanız ve yabanilerse evcilleştirme ve size alıştırma
şansınız yok denecek kadar azdır. Bu sebepten önce bir tane alıp onu
evcilleştirmeli ve daha sonra da ona uygun bir eş almanız daha iyi
olacaktır.Çünkü çift alırsanız ilgisi tamamen eşinde olacaktır size ilgi
göstermeyecektir.Eğer tek alıp evcilleştirirseniz yanına eş aldıgınızda onun
evcilleşmeside daha kolay olacaktır.
Sultan Papağanları Yanlız Yaşarmı? Yaşamaz,Daha doğrusu yaşar ama ona
yaşamak denirse,Sultan papağanları sosyal hayvalardır,Ve onlarda eşe ihtiyaç
duyarlar,Şöyle örnek vereyim sizde tek başınıza bi kafeste yaşarsınız
yaşamasına ama?
Sultan Papağanları Tek mi Çift mi Beslenmeli? Çift beslenmeli,Sultan Papağanları
sosyal ve tek eşli hayvanlardır. Dolayısıyla siz onunla ne kadar ilgilenirseniz
ilgilenin o kendi cinsinden bir arkadaşa her zaman ihtiyaç duyacaktır.
Dişi Kuşum Yalnız Yaşıyor ve Yumurtladı Dişi kuşlar yalnız yaşarken bile
zaman zaman yumurtlarlar ve yumurtalarında üzerine yatarlar,yumurtlamak ve
kuluçkaya yatmak için eşe ihtiyaç duymazlar,ancak yavru çıkması söz konusu
değildir. Birkaç gün beklenmeli sonra yumurta ya da yumurtalar kafesten alınmalıdır.Tek
olan kuşa kesinlikle yuvalık takmayınız.. Dişi
Sultan papağanları Konuşur mu? Hayır dişi sultan papağanları konuşamazlar.
Sultan papağanı dişileri ses konusunda fakirlerdir. Sadece curk curk şeklinde
bir ses çıkartabilirler. Dolayısıyla konuşmaları ya da ıslık çalmaları, bazı
melodileri taklit etmeleri imkansızdır. Burada karıştırılmaması gereken şey,
erkek sultanlarında ilgili ses taklitlerini 1 yaşından sonra yapmaya
başlayacağıdır. Yani kuşunuz eğer daha yavru ise erkek bile olsa dişi gibi
sadece curk curk eder.
Sultan Papağanlarının Kafesi Ne Genişlikle Nasıl
Olmalıdır?
Dikdörtken,3 kapılı Ve Tek Sultan Papağanı için en az 30x30x30 ölçülerinde
kafes olmalıdır,çift sultan papağanı ise en az 50x50x50 boyutunda kafes olmalıdır.
Sultan Papağanlarım Çift Uzun Süredir Çiftleşmediler
Kızıştırmak İçin Ne Yapabilirim? Çift Sultan Papağanlarını Kızıştırma Yöntemlerini
Tavsiyelerini Aşağıda Verdiğim Linkleri İnceliyerek Öğrenebilirsiniz.
Bilgi-Kaynak Bkz: Üretimin Püf Noktaları URL'ye Git Bilgi-Kaynak Bkz: Breed Max
Üretim Maması URL'ye Git Bilgi-Kaynak Bkz: SultanPapaganlari.Com Üyelerinin
Üretim Tecrübeleri URL'ye Git Nokta
Sultan Papağanı Mutasyonları 12/17/2009
Gray Mutasyonu
|
||||
White Face Gray Baby |
Pastel Face Gray Baby
|
Normal Gray Adult Male
|
Pastel Face Gray/Pied Baby
|
|
Normal Gray Adult Male
|
White Face Gray Adult Male
|
White Face Gray Baby
|
White Face Gray Baby
|
DYC Gray Baby
|
Pearl Mutasyonu
|
||||
Pearl
|
Cinnamon
Pearl
|
White Face Pearl
|
DYC Cinnamon Pearl
|
Pearl Hen
|
Pearl Lutino
|
White Face Pearl Pied
|
White Face Pearl Fallow
|
Pastel Face Pearl
|
WF Cinnamon Pearl
|
Pied Mutasyonu
|
||||
Pied
|
Cinnamon Pied
|
White Face Pied
|
DYC Pied
|
White Face Pearl Pied
|
Pastel Face Pied
|
WF Cinnamon Pearl
Pied
|
Pastel Face Pearl
Pied
|
Pied
|
WF Pearl Heavy Pied
|
PF Cinnamon Pearl Pied
|
Pastel Face Pied
|
Pied
|
Cinnamon Pearl Pied
|
White Face Pied
|
Cinnamon Tiels
|
||||
Cinnamon split to
Pied
|
Cinnamon Pearl Pied
|
Pastel Face
Cinnamon Pied
|
Cinnamon Pearl
|
Cinnamon Pearl
|
DYC Cinnamon Pearl
Male
|
Yellow Cheek Cinnamon
Pearl
|
White Face Cinnamon
Pearl
|
Cinnamon Pearl
Lutino
|
DYC Cinnamon
|
Lutino Tiels
|
||||
Lutino babies,
hens, and adult males all look alike. If you look close, you may be able to
see strpes on the tale feathers of the babies and the hens that will not be
on the adult males. Both are born with red eyes.
|
||||
Lutino
|
White Face Lutino
|
Pastel Face Lutino
|
DYC Pearl Lutino
|
Pearl Lutino
|
Pastel Face Pearl
Lutino
|
Pearl Lutino
|
Lutino
|
Cinnamon Pearl
Lutino
|
DYC Lutino
|
Fallow Tiels
|
||||
Male Fallows are
darker then the hens. The male looks almost like a cinnamon and the hen looks
like a lutino. They all have red eyes.
|
||||
Fallow Hen
|
Fallow Male
|
Pearl Fallow Male
Baby
|
WF Fallow Baby
|
WF Fallow
|
White Face Pearl
Fallow Male
|
White Face Fallow
Hen
|
White Face Fallow
Male
|
White Face Pearl
Fallow
|
White Face Pearl
Fallow
|
Dominant Yellow Cheek Tiels
|
||||
Some Dominant
Yellow Cheek Tiels have a much lighter cheek patch and some look like pastel
face Tiels. They are easy to ID, if they are the light yellow color.
|
||||
DYC Gray
|
DYC Lutino
|
DYC Pearl Male Baby
|
DYC Cinnamon
|
DYC Cinnamon Pearl
|
DYC Pearl Lutino
|
DYC Pied
|
DYC Pearl
|
DYC Pearl
|
DYC Pearl
|
White Face Tiels
|
||||
White Face Tiels
have not yellow or orange color in their feather.
|
||||
White Face Gray
|
White Face Pearl
|
WF Cinnamon
|
WF Lutino
|
WF Fallow
|
WF Pearl Pied
|
WF Cinnamon Pearl
|
WF Cinnamon Pearl
Pied
|
White Face Gray
|
White Face Pied
|
Temel Eğitim
Temel Kurallar
1-)Papağanınız ne kadar evcil olursa olsun eve ilk
geldiği dönemde çevreye ve size alışabilmesi için ona biraz zaman tanıyın.
Evcil olmayan ve hırlayan papağanlarda bu durum birkaç haftadan birkaç aya
kadar sürebilir ancak çok evcil papağanlarda bir-iki hafta yeterlidir.
2-)Alışma sürecinde sadece yem-su değişimi ve kafes altının temizliği yapılmalıdır.
3-)Özellikle alışma döneminde papağanın üzerine fazla gidilmesi takip eden dönemde eğitimi çok daha güç ve sancılı bir hale getirir.
4-)Evcil olmayan bir papağanın evcilleşmesi aylar sürebilir ve hatta bazen hiç gerçekleşmeyebilir. Dolayısıyla buna zihnen kendinizi hazırlamalısınız..
5-)Evcil olmayan bir papağan kesinlikle kafes dışarısına çıkarılmamalıdır. Kafese geri koyma sırasında yaşanabilecek kovalamaca veya kafes dışında yaşanabilecek diğer olumsuzluklar (cama-aynaya çarpma, ani hareketten ürkme vb) papağanı birkaç ay önceki haline geri döndürecektir.
6-)Papağanlar ancak olumlu şartlandırma ile eğitilebilir. Ceza, bağırma, aç bırakma ya da diğer olumsuz davranışların eğitimde kesinlikle yeri yoktur ve tamamıyla faydasızdır.
7-)Eğitim sırasında kısa sürede çok belirgin ilerleme olması olası değildir. Bu bir süreçtir ve gerek papağanınızın özel durumu (yetenek, geçmiş deneyim, kalıtsal faktörler vb) gerekse sizin eğitim kabiliyetinize bağlıdır. Dolayısıyla suçu kendimizde de aramakta fayda vardır.
8-)Papağanlar sosyal hayvanlardır ve doğadan ayrılmış olmaları nedeniyle artık onun sosyal grubu siz ve aileniz. Papağanınız sizi ‘lider papağan’ olarak görmeli ve kabul etmelidir. Özellikle evcil papağanlarda agresiflik, davranış bozuklukları vb sorunların büyük bir kısmı bu hiyerarşik yapının kurulamamasından kaynaklanır.Çık-in komutları mutlaka öğretilmelidir.
9-)Papağanlar zeki hayvanlardır ve sizin duygularınızı rahatlıkla çözümleyebilirler. Tedirgin ve ürkek bir tavır ona korkacak bir durum olduğuna inandırır. Dolayısıyla kendinizden emin ancak bir o kadar sevecen ve sıcak davranmalısınız.
10-)Papağanlarda ‘yükseklik baskınlığı’ bulunmaktadır. Şöyle ki hangi papağan daha yüksek dala konduysa o daha baskın bireydir. Dolayısıyla papağanınızın kafesini göğüs seviyenizden yukarı asmayın ve ileride sorunlara yol açmaması açısından omuza çıkmaya alıştırmayın.
11-)Aynı tür, yaş, cinsiyet ve geçmişe sahip papağanlar bile çok farklı karaktere sahip olabilirler. Dolayısıyla her papağanın eğitim metodu ona uygun olarak seçilmeli ve uygulanmalıdır. Genel eğitim prensipleri bellidir ancak eğitim her papağan için ona özel ayarlanmalıdır.
12-)Eğitimin başarısı sürekliliğe bağlıdır. Dolayısıyla eğitim her gün ve aynı saatlerde verilmelidir.
13-)Tamamıyla evcil papağanlara mutlaka ileri eğitim verilmelidir. Bu hem papağanın zihin olarak meşgul tutulmasını sağlar hem de papağan ile sahibi arasındaki bağı kuvvetlendirir.
2-)Alışma sürecinde sadece yem-su değişimi ve kafes altının temizliği yapılmalıdır.
3-)Özellikle alışma döneminde papağanın üzerine fazla gidilmesi takip eden dönemde eğitimi çok daha güç ve sancılı bir hale getirir.
4-)Evcil olmayan bir papağanın evcilleşmesi aylar sürebilir ve hatta bazen hiç gerçekleşmeyebilir. Dolayısıyla buna zihnen kendinizi hazırlamalısınız..
5-)Evcil olmayan bir papağan kesinlikle kafes dışarısına çıkarılmamalıdır. Kafese geri koyma sırasında yaşanabilecek kovalamaca veya kafes dışında yaşanabilecek diğer olumsuzluklar (cama-aynaya çarpma, ani hareketten ürkme vb) papağanı birkaç ay önceki haline geri döndürecektir.
6-)Papağanlar ancak olumlu şartlandırma ile eğitilebilir. Ceza, bağırma, aç bırakma ya da diğer olumsuz davranışların eğitimde kesinlikle yeri yoktur ve tamamıyla faydasızdır.
7-)Eğitim sırasında kısa sürede çok belirgin ilerleme olması olası değildir. Bu bir süreçtir ve gerek papağanınızın özel durumu (yetenek, geçmiş deneyim, kalıtsal faktörler vb) gerekse sizin eğitim kabiliyetinize bağlıdır. Dolayısıyla suçu kendimizde de aramakta fayda vardır.
8-)Papağanlar sosyal hayvanlardır ve doğadan ayrılmış olmaları nedeniyle artık onun sosyal grubu siz ve aileniz. Papağanınız sizi ‘lider papağan’ olarak görmeli ve kabul etmelidir. Özellikle evcil papağanlarda agresiflik, davranış bozuklukları vb sorunların büyük bir kısmı bu hiyerarşik yapının kurulamamasından kaynaklanır.Çık-in komutları mutlaka öğretilmelidir.
9-)Papağanlar zeki hayvanlardır ve sizin duygularınızı rahatlıkla çözümleyebilirler. Tedirgin ve ürkek bir tavır ona korkacak bir durum olduğuna inandırır. Dolayısıyla kendinizden emin ancak bir o kadar sevecen ve sıcak davranmalısınız.
10-)Papağanlarda ‘yükseklik baskınlığı’ bulunmaktadır. Şöyle ki hangi papağan daha yüksek dala konduysa o daha baskın bireydir. Dolayısıyla papağanınızın kafesini göğüs seviyenizden yukarı asmayın ve ileride sorunlara yol açmaması açısından omuza çıkmaya alıştırmayın.
11-)Aynı tür, yaş, cinsiyet ve geçmişe sahip papağanlar bile çok farklı karaktere sahip olabilirler. Dolayısıyla her papağanın eğitim metodu ona uygun olarak seçilmeli ve uygulanmalıdır. Genel eğitim prensipleri bellidir ancak eğitim her papağan için ona özel ayarlanmalıdır.
12-)Eğitimin başarısı sürekliliğe bağlıdır. Dolayısıyla eğitim her gün ve aynı saatlerde verilmelidir.
13-)Tamamıyla evcil papağanlara mutlaka ileri eğitim verilmelidir. Bu hem papağanın zihin olarak meşgul tutulmasını sağlar hem de papağan ile sahibi arasındaki bağı kuvvetlendirir.
Şartlandırma
Pavlov’un köpekler üzerinde yaptığı deney hayvanların eğitiminde çok önemli bir aşama olmuştur. Pavlov, deneyinde ilk önce zil çalmış ardından köpeğine yemeğini vermiştir. Bunu pek çok kez tekrar ettikten sonra köpeği zilin ardından yemeğin geleceğini anlamıştır. Takip eden aşamada ise zili çaldıktan sonra yemeği vermemesine rağmen köpeğin salyasının aktığını gözlemlemiştir. Dolayısıyla köpeği zilin ardından yiyeceğin geldiğini ‘öğrenmiştir’. İşte Zil=Yemek şeklinde özetlenebilecek bu denklem şartlandırma olarak adlandırılmaktadır.Yukarıda ayrıntısıyla anlatılan bu deneyin sonuçları ve bulguları günümüzde hayvanların ve özellikle petlerin eğitiminde yoğunlukla kullanılmaktadır. Koehler’in Dünya Savaşı sırasında ve takip eden dönemlerde köpeklerin eğitiminde kullandığı ‘sert’ ve cezaya dayalı yöntemler giderek terk edilmiş ve yerine daha insancıl ve neredeyse tamamıyla ödüllendirmeye dayalı eğitim programları geliştirilmiştir. Bahsi geçen cezaya dayalı yöntemler olumsuz şartlandırma, ödüle dayalı yöntemler ise olumlu şartlandırma olarak adlandırılmaktadır. Bu yöntemlerin de çeşitli alt türleri bulunmaktadır ancak yazımızın konusunu aştığından burada değinilmeyecektir.
Şartlandırma ile ilgili diğer bir husus da ödüllendirilen bir davranışın tekrarlanması olasılığının , ödüllendirmeyene nazaran çok daha fazla olduğudur. Dolayısıyla sonucunda ödül olan hususların öğrenilmesi çok daha kolay olacaktır. Ancak uzunca bir süre ödüllendirilmeyen ya da tekrarlanmayan bir davranışın da zamanla pasifize olarak unutulacağını da göz önünde bulundurmak gerekir.
Şartlandırma hususu bu bölümde anlatılmıştır zira bir sonraki bölümde anlatılacağı üzere papağan severlerin çoğu temel eğitim sırasında yanlış şartlandırma yoluyla papağanlarına olumsuz davranışları da öğretebilmektedirler. Ancak tersi durum da geçerlidir, yani şartlandırma clicker örneğinde olduğu gibi olumlu davranışların öğretilmesinde de kullanılabilmektedir.
Eğitimde sıkça yapılan hatalar
Bir canlandırma yapalım… Papağanınız henüz evcil değil ve ortama alışmamış. Parmağınızı kafesin arasından uzatıyorsunuz. Papağanınız sizi ıssırmayacak olsa bile size karşı hamle yapıyor. Siz korkup bir anda elinizi geri çekiyorsunuz.Bu durum sürekli tekrarlanıyor ve papağanınız artık sizi ıssırarak ya da hamle yaparak uzaklaştırabileceğini anlıyor.
Diğer bir canlandırma yapalım…Papağanınız küçük bir kafes içerisinde, oyuncaksız, beyinsel aktiviteyi sağlayacak herhangi bir uyarıcı olmadan bütün gün hareketsiz bir şekilde duruyor. Bir gün, günbatımında doğal içgüdüsü gereği bağırıyor ve olumsuz bir şekilde olsa da daha önce sahibinden hiç görmediği kadar ilgi alaka görmeye başlıyor. Ertesi gün aynı saatlerde tekrar bağırmaya başlıyor ve yine aynı tepki. Bir süre sonra papağanınızın beyninde şöyle bir denklem beliriyor “bağırma=ilgi”. Siz papağan sahibi olarak bunu ona ‘öğretmiş’ bulunuyorsunuz.
Verilen örneklerde görüldüğü üzere papağana aslında bazı kötü davranışları şartlandırma yoluyla öğreten de aslında biz papağan sahipleriyiz. Peki papağan severler bu durumları nasıl tersine çevirebilirler? Daha önce belirtildiği üzere ödüllendirilen davranışların tekrarlanma olasılığı çok yüksektir. Dolayısıyla şartlandırmayı bir şekilde değiştirmeniz gerekiyor. Örneğin papağanınız bağırdığında ona hiç bakmadan odayı terk ederseniz ve sadece sessiz kaldığında ona ilgi gösterirseniz artık bağırarak değil sessiz kalarak ilgi görebileceğini öğreneceğinden kötü alışkanlığından vazgeçecektir. Issırma konusunda ise en iyisi ona bu imkanı sağlamamaktır. Bunun da yolu önceki bölümde anlatılan vücud dilini iyi okumaktan geçmektedir.
Kemikleşmiş, diğer bir deyişle belki de yüzlerce kez tekrarlanmış bir davranış biçimini değiştirmek tam anlamıyla deveye hendek atlatmaktan zordur. Dolayısıyla bu olumsuz davranışların daha başta engellenmesi gereklidir. Eğer almayı düşündüğünüz papağanda bu gibi hususları gözlemliyorsanız bunları düzeltmenin çok uzun bir zaman ve bol sabır gerektireceğini göz önünde bulundurmalısınız. Üstelik bu gibi durumlarda başarısızlık riski de oldukça yüksektir.
Temel Eğitim Yöntemleri
Sandalye Tekniği
Özellikle hırlayan ve henüz insanlara alışamamış papağanlarda etkili olabilen bir tekniktir. Bu teknikte papağan ile asla göz teması kurulmamalı hatta kafesin bulunduğu yöne dahi bakılmamalıdır. Eğitmen bir sandalye alarak kafese uzak bir mesafeye yerleştirmeli ve orada yaklaşık 10-15 dak oyalanmalıdır. Geçen sürede ani hareketlerden kaçınılmalıdır. Sandalye her geçen gün kafese 15-20 cm yaklaştırılmalı ve süre 5-10 dak artırılmalıdır. Eğitim sırasında papağanın hırlaması durumunda süre dolana dek eğitmen yerinden ayrılmamalıdır. Zira papağan kısa süre içerisinde, hırladığında eğitmenin uzaklaştığını görecek ve sürekli bu silahı kullanacaktır. Şayet papağan hırlıyorsa aşamaları biraz daha artırmayı deneyebilirsiniz.Elden Yem Yedirme
Evcilleştirmenin ikinci aşaması elden yem yemeye alıştırmadır. Yem kabını söktükten 2-3 saat sonra bir çekirdeği kafes tellerinin arasından ona ikram etmeyi deneyebilirsiniz. Sakin ve kendinden emin bir tavır bu durumda en iyisidir zira papağanlar ruh halini kolaylıkla anlar ve ona göre davranırlar. Ürkek ve tedirgin yaklaşırsanız ıssırma olasılığı çok daha yüksektir. İlk başlarda birkaç dakika beklemek ve ardı ardına birkaç deneme yapmak kafidir. Bu süreyi gittikçe uzatarak elinizden yem almasını sağlayabilirsiniz. Şayet elinizden yem almıyorsa hemen yem kabını takmak yanlış bir davranıştır ve en azından 5-10 dakika kadar beklemeniz tavsiye olunur.Papağanınız hiç ürkmeden elinizden yem yemeye başladıysa elinizi kafes tellerinden her defasında daha fazla sokarak ve en sonunda ise kafesin kapağını açarak elinizi içeri sokarak vermeyi deneyebilirsiniz. Artık bu aşamayı da geçtiğinizde yem verirken belli belirsiz ona dokunarak ilk teması sağlayabilirsiniz. Hatta yemi parmaklarınızın arasında hafifçe gizleyerek onun size dokunmasını da sağlayabilirsiniz.
Bundan sonraki aşamada yemi giderek papağanınızdan uzaklaştırarak önce elinizin ortasına, sonra bileğinize ardından da kolunuza koymaktır. Papağanını artık yeme ulaşamayacak duruma geldiğinde elinize çıkarak onu almaya çalışacaktır. Papağanlar çıkacakları tüneği denemek ve dengelerini yitirmemek amacıyla tüneklerini gagalarıyla kavrarlar. Gagaları onlar için 3. bir el durumundadır. Dolayısıyla papağanınız elinize çıkarken gagasıyla bir parmağınızı ya da elinizi kavrarsa sakın paniklemeyin. Bu normal bir durumdur. Elinizi sağlam tutun ve mümkün olduğunca yavaş hareket ettirin. Papağanınız elinizi 'sağlam tünek' olarak görmezse bir daha çıkmak istemeyebilir. Elinize çıkmaya tamamen alıştığında artık yavaş yavaş kafes dışarısına çıkarmaya ve onu ev içerisinde gezdirmeye başlayabilirsiniz. Bu kademeli bir geçiş olmalıdır. Başlangıçta bir adım, ardından 1-2 metre... gibi.
Konuşturma
Aşağıdaki listede konuşma yeteneği açısından papağan türleri sıralanmıştır.Her ne kadar bu sıralama genel bir yol gösterici olsa da her papağan kendi içerisinde değerlendirilmelidir. Bir lori 30-40 kelime konuşabilirken bir jako sadece 1-2 kelime ile de sınırlı kalabilir. Özellikle muhabbet kuşu ile sultan papağanın ıslığa benzer seslerinin olduğu ve konuşmalarının zaman zaman zor anlaşıldığı, buna karşın gri papağan, amazon, ara ve kakadunun çok net ve anlaşılır konuşabildiğini göz önünde bulundurmakta yarar vardır. Kalıtım, bireysel yetenek, geçmiş deneyimler, eğitimde harcanan emek ve süre gibi etmenlerin hepsi konuşma üzerinde etkilidir.
Papağanlar sebep-sonuç ilişkisi kurmada oldukça başarılıdırlar. Örneğin pek çok papağan telefon zili çaldığında ‘alo’, kapı çaldığında ise ‘kim o?’ denildiğini kısa sürede idrak edecek ve ardından bunu kendiliğinden tekrarlamaya başlayacaktır. Dolayısıyla bu tür bir bağlantıyı kullanarak onunla gerçek anlamda bir iletişime geçebilirsiniz. Banyo sırasında sürekli olarak ‘banyo’, yem kabının değiştirilmesi sırasında ‘mamma’, sabahları onu ilk gördüğünüzde ‘günaydın’, yatmadan ve ışıkları kapatmadan hemen önce ‘iyi geceler’ denilmesi bunlara örnektir. Bunların sürekli olarak tekrarlanması sonucunda papağan gerçekleşen olay ile söylenen kelimeyi bağdaştıracak ve bir süre sonra aç kaldığında ‘mamma’ diyerek, artık uyumak istediğinde ise ‘iyi geceler’ diyerek size bu isteğini belirtecektir. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Örneğin onun başını okşarken ‘kaşı-kaşı-kaşı-kaşı’ demeniz, elinize alırken ‘gel oğlum’ demeniz gibi. Hatta bir kişi ‘beni seviyor musun?’ dedikten sonra evde bulunan diğer bir kişinin ‘çok seviyorum’ demesi ve bunun defalarca tekrarlanması papağanın sorulacak ‘beni seviyor musun?’ sorusunun ardından ‘çok seviyorum’ demesine yol açacaktır. İki kişiye dayanan bu eğitimi Dr. İrene Pepperberg, dünyanın en meşhur papağanı olan Alex isimli gri papağana uygulayarak ona pek çok objenin ismini söylemeyi, altıya kadar varan objeleri saymayı, büyük-küçük ve renk ayrımını yapmayı öğretmiştir.
Şayet ev dışarısında uzunca vakit geçiriyorsanız papağanınız için bir kaset doldurmayı düşünebilirsiniz. Papağanınızın öğrenmesini istediğiniz kelimeleri bilgisayarınıza ya da bir ses kaydedicisine tek tek aldıktan sonra bunları her kelime ardarda 4-5 kez tekrarlanacak şekilde bir set oluşturun. Şayet farklı 2-3 kişinin sesini kaydederseniz eğitim çok daha verimli olacaktır. Her kelime seti arasında en az 20-25 dakika boşluk olmasına dikkat edin zira çok tekrar papağanınızı sıkacak ve ilgisi başka şeylere yöneltecektir. Bundan sonra evden ayrılırken bilgisayarınızı, cd çalarınızı ya da kaset çalarınızı açmanız yeterli.
Çık-in komutları
Papağanınız evcilleştikten sonra yapılması gereken ilk şey çık ve in komutlarının öğretilmesidir. Papağanlar genellikle sürü içerisinde yaşadıklarından bir üst-alt ilişkisi içerisindedirler ve belirli bir seviyenin oluşturularak ev (sürü) içerisinde liderin siz olduğunu göstermeniz gereklidir.Başparmağınızı avuç içine doğru katlayın ve diğer parmaklarınız bitişik şekilde aşağıdan bir hareketle papağanın göğsüne doğru hareket ettirin ve 'çık' komutunu verin.
Papağanınız ele gelirken sadece ve sadece 'çık' komutu kullanılmalı diğer yerlere (kafes, t-tünek, masa vs) giderken sadece ve sadece 'in' komutu kullanılmalıdır. Bu onun komutları karıştırmaması için şarttır. Bu eğitim papağan komutları tamamıyla öğrenene kadar devam etmeli ve eğitim sürekli yenilenmelidir. Lider 'papağanın' siz olduğunu öğrenmesi ileride yaşanabilecek pek çok sorunun engellenmesini sağlayacaktır.
Uyuma
Uyumak, şekerleme yapmak (uyuklamak):
Sultanlar gün içinde de kısa süreli uyur veya uyuklarlar.
Uyurken kafalarını geriye kanatlarının arasına sokarlar ve bir ayaklarını görünmeyecek şekilde tamamen yukarıya çekerler. Uyuklarken daha çok tüylerini kabartırlar ve gözler yarı açık veya kapalı olarak duru bazı kuşlar kanatlarını hafifçe aşağıda sarkıtırlar. Çoğu zaman hafifçe kendilerince sesler çıkarır veya gagalarını (alt ve üst gagayı) birbirine sürterek durular. Bazen de uyuyan sultanlar kafalarını bir dala veya duvara yaslayabilirler.
Gagayı birbirine sürtmek:
Üst ve alt gaga birbirine sürtülür hafif bir gıcırtı çıkar bu arada bu rahat olmanın keyfinin yerinde olduğunun ve dinlenmede olduğunun ifadesidir.
Temizlenmek, tüy bakımı:
Sultanlar zamanlarının çoğunu tüy bakımı yaparak geçirirler. Çünkü kaçış başarıları sağlıklı bir tüy bakımına bağlıdır. Kuyruk sokumlarında bulunan ve kuyruk sokumu bezesi denilen bir bezeden aldıkları yağlı maddeyi, gagsını sürter ve aldığı bu maddeyi tüm tüylerine dağıtır. Böylece bu tüyler güneş ve yağmura karşı mükemmel bir koruma sağlar.
Ama bazen de kuşlar tedirgin edici hoşa gitmeyen ortam ve/veya durum karşısında da tüyleriyle uğraşırlar. Böylece bu durumu görmemezlikten gelmeye çalışırlar. Bu görmemezlikten gelme davranışı ile özel durumlarını potansiyel düşmandan ve kızışmış bir eşten saklamış olurlar.
Oyun:
Sultanlar çok oyuncudurlar ve zillerle, topla, salıncak veya benzeri oyuncaklarla oynamaya bayılırlar. Doğal olan oyuncaklardan aldıkları keyif çok daha büyük olduğundan dallardan, iplerden ve işlenmemiş tahtalardan yapılan oyuncaklar onlar için çok uygun ve mutluluk verici olacaktır.
Sultanlar ve Muhabbetler:
Bu iki tür aslında bir arada beslenerek barındırılabilir. Fakat şu da bir gerçektir ki, muhabbetler sultanlara kıyasla daha hareketli sevecen kuşlardır. Bu da ortamı huzursuz etmelerine sebep olur. En zor olan da eğer aynı ortamda üretiliyorlarsa ortaya çıkar. Çünkü muhabbetler kendi yumurtlama ve sultanların yumurtlama evrelerinde agresif olacaklardır.
Bir sultan ve muhabbet tekil olarak bir arada asla beslenmemelidir!
Almadan önce bilinmesi gerekenler –sorulacak sorular-:
Alerji veya benzeri durumlar – evde yaşayanlarda alerji veya benzeri bir durum var mı?
Kuşlar ufak tüyler dökerler ve bu da alerjik reaksiyonlar ve solunduğunda problem yaratabileceğinden özellikle yatılan odada beslenmeleri kesinlikle sakıncalıdır.
Bir pet bir eşya olarak görülmemelidir
Bir köşeye atılmamalıdır
Ve keyfine göre davranıp geri vermek
Şimdi asıl konumuz sultanlar olduğundan onlara ilgili gereken kısımlar cevaplayalım ki sultanlar sosyal yaşam şekli olarak papağanlara çok yakın olan bir tür olduğundan onlarda dikkat edilmesi gereken bir hayli durum vardır:
Pelüş oyuncak versiyonu bir pet alacağım!
O zaman sultan almayın sultanlar bir kuş türüdür yani pelüş oyuncak değildir özellikle çocuklar için uygun değildirler çünkü sultanlar sıkıştırılıp sıkılmaz.
Daima çift olarak bakılmalıdırlar. İnsan kesinlikle ona bir eş olamaz –kendi türdeşinin yerine geçemez- her ne kadar yapısı gereği uysalda dursa alırken çift olarak almanız gerektiğini hesaplayın.
Geniş yeriniz olmalıdır bu ne demek demeyin!
Bunlar kafes kuşları değildir çünkü gerçi kim ufak bir duşa kabın boyutunda bir yerin oturma odasında işgal edilmesinden memnun olur ki ama eğer onlara oda içinde bir salma yapamıyorsanız o zaman mutlaka (ki hayvanları koruma yasasına göre de bu şarttır) içinde bulundukları kafes -2 sultan için – 100cmx50x100 ölçülerinde olmalı fakat böylede olsa günlük düzenli açıkta kalıp uçmaları da gerekecektir.
Yani yer lazım köşe değil! Sultanlar pisletirler yerken yemek saçarlar etraflarına, temizlenirken uçarken tüy dökerler ufak veya büyük bunlarda oda da uçuşacak odayı pisletecektir. Birde doğal yapılarından kaynaklanan beyaz tozları vardır onlarda oda da bol miktarda olacaktır. Uçarken etrafa tuvaletlerini yapacaklardır yani tuvalet eğitimi diye bir şey mümkün değildir. Almadan önce bunla yaşayabilir miyim demelisiniz kendinize!
Evde kendileri yemek ve içecek alamayacaklarından!
Daima temiz su ve yem vermelisiniz
Vitamin ve mineral takviyesi yapmalısınız.
Tatilde iseniz 1–2 gün idare edecek miktarı tedarik etmelisiniz 1 günlük geziler sorun olmaz sultanlarda.
Temizlik ve hijyen de önemli bir konudur sultanlar için:
Kafes/salma altı daima temizlenmeli ve mümkünse kuş kumu konmalıdır (yoksa talaş, kuş toprağı deniz kumu, çim samanı da olabilir). Bu daima değiştirilmeli ki bakteri oluşumu engellensin diye. Tünekler de sık aralıklarla sıcak suyla yıkanmalı yem kapları daima temiz tutulmalı ve artık yemler günde 2 kere atılmalıdır.
Sultanlar oyalanmayı değişikliği severler o yüzden buna zaman ayırmalı sizin olmadığınız zamanlarda meşguliyet olacak ağaç tünek dallar veya oyuncakları olmalıdır.
Sultanlar çok zekidir fakat kendilerine kural koyulmasını sevmezler. Genel olarak konuşmayacaklardır fakat tek tük kelime öğretme şansınız var fakat buda epeyi bir uğraş ve zaman alır. Ehlileştirmek konusunda eğer elinizden yem yemeye ve hemen uçup kaçmıyorsa o zaman epeyi bir yol kat etmişsiniz demektir. Çünkü genelde en çok başarılan parmağa konmasını sağlamak oluyor.
Demek oluyor ki sultanlar egonuzu tatmin etmeye yaramazlar!
Sultanlar ötüşü güzel (kanarya gibi) kuşlar değildir daha çok bağıran ve gürültücü bir türdür ve komut üzerine de susmazlar.
Bunları sürekli izlemek gözlemek lazım ki en ufak bir değişimi fark edip sağlıklarını kontrol edebilin bunlar hastada olabilecek bir türdür böylece veterinere gitmek gerekir buda masraf oluşturur yani masrafı da olan bir türdür.
Bir sultan iyi hallerde 20 sene yaşayacaktır bunu asla unutma alırken.
Yukarıda sayılan tüm maddeler bir sultan için yapılması gerekenlerdir o yüzden iyice düşünün.
Yem kavramı:
Öncelikle minareler ve öğütücüler:
Sultanların kaslı bir mideleri vardır bu nedenle de yediklerini öğütebilmek için mineral öğütücülere/taşlara ihtiyaç duyarlar. Bizlerin anlayacağı kavramda mide asitleri yoktur. Mide bir sıvı salgılar ve bu sıvı salgılandıktan donarak bir sürtünme alanı oluşturur bunla beraber mineral taşları ile yem öğütülmüş olur. Bu yüzden mutlaka minareler, deniz kabukları mürekkepbalığı kemiği gibi şeyler yeme karışık veya ayrı olarak verilmelidir.
Günlük yem (karışım yem) ne demek:
Tek tip denen yem piyasada satılan veya kendiniz karışım olarak hazırladığı karma yemdir. Ve sultanlara her gün verildiğinde yeterli olandır
Ek besin ne demektir:
Bu değişiklik olsun diye verilen yiyecekler anlamına gelmektedir. Tek verilen tohumlar, dal darı yanı sıra karışım olanlarda vardır.
Yem eklentisi ne demektir:
Bu kelimeden de anlaşılacağı gibi yeme eklenen türlerdir. Yani suya eklenmesi gereken vitaminler, yapılandırıcı geliştirici ürünler ve çimlendirilmiş tohumlar.
Yalnız unutmamamız gereken önemli noktada günlük düzenli verilmesi gereken taze yeşil sebze ve meyvelerdir.
Çerezler:
Piyasada değişik çeşitlerde çerezler bulmak mümkün faka biz bunları içerik olarak verilen meyve ve tohum oranları düşük ve sağlamlaştırmak için kullanılan şeker oranı yüksek olduğundan önermiyoruz.
Bu tür çerezleri çubuk veya krokan şeklinde kendinizin evde yapması ve böylece içeriği sağlıklı bir şekilde ayarlaması gayet mümkün
Bu tür çerez sunmak gereklidir sultanlara çünkü böylece yemi yemek için uğraşırı ve bu uğraş esnasında hem eğlenir hem de hareket halinde olur birde bunun yemini diğerlerine karşı müdafaa et duygusu açısından da önemi büyüktür.
Yalnız dediğimiz gibi bunlar ara sıra verilen yemler gurubundadır.
Su/içme suyu:
Su günlük taze olarak verilmelidir. Ve verilen kaplar kolay temizlenen cinsten -cilalanmış seramik, porselen veya çelik kaplar olabilir – olmalıdır. Yem içine karıştırılması dışında verilmesi gereken vitamin, güçlendirici, minareler vb suya da katılabilir hem böylece gün içinde eşit oranda alımları da sağlanmış olacaktır.
Banyo:
Sultanlar banyo yapmayı çok severler bu nedenle de bu imkân onlara sıkça verilmelidir. Bunun için piyasada satılan hazır banyolukları kullanabilir, evde olan uygun bir kaptan faydalanabilirsiniz. Ayrıca satılan sprey aletlerinden de bu işlem için faydalanmak mümkün, spreyle gözlerine ve kulaklarına dikkat ederek (yağmur yağar gibi) sultanınızı her gün veya haftada en az 2 kere düzenli spreyleyebilirsiniz. Banyo suyu olarak ılık duru su kullanılmalı sadece ve banyo sonrasında da kuş kendi halinde kuruyabileceği mümkünse şayet güneş alan bir köşeye konmalı. Özellikle banyo saatleri öğlen ortamı sıcak/ılık olduğu zamanlarda yaptırılmalı ki kuş ıslak kalıp hastalanmasın ve kurusun. Kış aylarında havaların daha soğuk olduğu zamanlarda ise banyo yaptırmadan önce oda ısısı mutlaka kontrol edilmeli ve kuşun kuruyabileceği üşütüp hasta olamayacağı bir şekilde ayarlanmalıdır.
Sultan Papağanım İshal Ne Yapabilirim? TEDAVİ: İlk olarak sultanınızın
ishal olmasına neden olan etkenleri ortadan kaldırılmaya yönelik çalışmalara
başlamalısınız. 1-Kafesinizi ve içeriğinde bulunan tüm malzemeleri yıkayıp
temizleyin. Sulukların yemliklerin ve tüneklerin hijyeninden özellikle emin
olun. Hijyeni sağlamak için sıcak su ve tuz kullanabilirsiniz. 2-Kafesinizin altında
mutlaka ızgara tel olmasını sağlayın. Kafes altında ızgara tel ile kuşunuz
arasında kağıt vs gibi dışkı tutucu bir malzeme olmasın. Kuşunuz dışkısı ile
temas kuramasın. 3-Kuşunuzun kafesi cereyan ‘da kalmasın. Rüzgar sultanlarımızı
çok çabuk hasta eder. Ayrıca sultanınız soğuk bir ortamda bulunuyorsa ortam
sıcaklığını yükseltin ve sabit bir ısıda kalmasını sağlayın. 4-Kafesinde ki “ay
çekirdeği”, “ballı çubuk darı” vs gibi yağlı ve kimyasal içeren yemleri
kaldırın. Yemliklerine taze ve temiz muhabbet kuşu ve kanarya yemi gibi aspur
ağırlıklı yemler koyun. 5-Suluklarını günlük olarak taze ve temiz su ile
değiştirin. Kuşunuza kendiniz içmediğiniz suyu vermeyin. Ayrıca eğer bu dönemde
suluğuna her hangi bir ilaç katmıyorsanız, Birkaç damla limon ya da elma
sirkesi katabilirsiniz. Kaynayıp soğutulmuş pirinç suyu da ishalini kesmeye
yardımcı olabilir. 6-Ayrıca kafesinde kolay görüp erişebileceği bir yere
mutlaka haşlanmış patates ve ara sıra da pirinç lapası da koyabilirsiniz. Eğer
kuşunuz yerse ishalinin iyileşmesi açısından çok işe yarayacaktır. Bu dönemde
meyva ve sebze vermeyin. 7-Bu dönemde kuşunuzu stres’e sokacak hareketlerden
kaçının ve kafesinden çıkartmayın. Tamamen iyileşinceye kadar huzurlu ve yavaş
bir ses tonuyla onu sevdiğinizi belli ederek konuşabilirsiniz.Detaylı Bilgi
İçin
>>http://www.sultanpapaganlari.com/konu-ishal-nedenleri-ve-tedavisi.html
NoktaSultan Papağanım Çok Bagırıyor,Neden Acaba? Bunun bir çok sebebi olabilir
kestirmek zordur,örnekler vermek gerekirse; Bulundugu yeri sevmiyordur veya
daha alışamamıştr,eşinden ayrılmıştır,sevdiği bir yiyecegi istiyor,Acıkmıştır
susamıştır,Eş istiyordur,ilgi istiyordur,Etrafında rahatsız olduğu birşeyler
vardır,kafesten çıkmak istiyordur vesayre bunun gibi bir çok nedeni
olabilir,bunu siz kestirmelisiniz.. NoktaSultan Papağanlarımı Nasıl
Evcilleştirebilirim? Evcilleştirme sabır işidir,Öncelikle sabrediceksiniz ve
yeterli ilgiyi ve alakayı göstericeksiniz,güvenini kazanmanız biraz zaman
alabilir,Aşağıda verdiğim linkleri inceyerek ve sabırla uygulayarak Sultan
Papağanınızı evcilleştirebilirsiniz..
http://www.sultanpapaganlari.com/konu-ev...gitim.html
http://www.sultanpapaganlari.com/konu-ev...tlari.html
http://www.sultanpapaganlari.com/konu-ke...kleri.html
http://www.sultanpapaganlari.com/konu-pa...bilgi.html NoktaErkek Ve Dişi Sultan
Papağanım Var,Nasıl Üretip Onlardan Yavru Alabilirim? Sultan Papağanı Üretimide
evcilleştirme gibi kesinlikle sabır işidir,ha deyince ve sizin istediğiniz bir
zamanda olmaz,kuşlar kendilerini ne zaman hazır hissederler ise o zaman yavru
yaparlar,Sultan papağanı üretimi için uygun dönemler yaz aylarıdır, çünkü yazın
üretim için gereken koşullar doğal olarak oluşuyor,ısı ışık nem vs gibi,eğer
kuşlarınız yaşları üretim için uygun ise gerekli tüm şartları hazırlayıp çiftleşmelerini
beklemelisiniz,Aşağıdaki verdigim linkleri inceleyerek çok daha geniş çaplı
bilgiler edinebilirsiniz..
http://www.sultanpapaganlari.com/konu-su...etimi.html
http://www.sultanpapaganlari.com/konu-ur...alari.html NoktaYaş Tahmini Nasıl
Yapılır? Sultan papağanlarında bu iş oldukça zordur. Kesin bir yöntem olmasa da
genel bazı şeyler ile kuşun hangi evrede olduğu tahmin edilebilir. 0-1 Yaş
arası yavrular; yusyuvarlak gözlü, ince ayak parmaklı olurlar. Gagalar pürüzsüzdür.
1-8 Yaş arası genç sultanlar; yavrulara göre daha büyük olur. Ayakları her yıl
kalınlaşır ve pütürleşir. Aynı şekilde gagada da katmanlar oluşmaya başlar. Kuş
en gösterişli yıllarındadır. 8-16 Yaş arası olgun sultanlar; artık kuş
yavaşlamaya ve durgunlaşmaya başlamıştır. Gaga ve ayaklarda ki kalınlık ve
pütürler çoğalmıştır. Kuş daha az yer ve daha az hareket eder. 16 Yaş üstü
yaşlı sultanlar; kuşta sağlık problemleri oluşmaya başlar ve günün 18 saatine
kadarını uyuyarak geçirir. Bu noktada kuş daha yumuşak gıdaları tercih eder.
Ancak şunu belirtmeliyim ki, petshoplarda satılan kuşların %90 ı 0-1 yaş
arasıdır. Zaten petshoplar üreticilerden kuşları alırlar ve 15 gün içinde
satamazlarsa genelde kuşlar o ortamda ölür. Ayrıca kalan %10 ise evden gelmiş
kuşlardır ki onlarda 1-8 yaş arasında olur. Daha yaşlı bir kuş bulmak neredeyse
imkansızdır. Sultan Papağan Erkek Dişi Ötüşü >
http://www.sultanpapaganlari.com/konu-su...deolu.html Alıntı Yalcın kaya
sayılgan'a Aittir. Düzenleme ve ekleme SERHAT. NoktaKaynak Belirtmeden ALıntı
Yapmayınız! > http://www.sultanpapaganlari.com Eğer Sİzinde Sultan
Papağanları Hakkında Sıkça Sorulan Sorulara Eklemek İstediğiniz Soru Ve
Cevaplar Varsa Bana Özel Mesaj Atarak Ulabişirsiniz
Sultan Papağanı İshal Nedenleri Ve Tedavisi: Kuşunuz gerçekten ishal ise bir
sağlık sorunu olduğu kesindir. Gerekli önlemler alınarak uygun tedavi
uygulanmaması durumunda ishal yüzünden kuşunuzu kaybetmeniz bile söz konusu
olabilir. Bu yüzden öncelikle ishalinden emin olmamız gerekmekte.
TANI: İshal(Sulu dışkılama) durumu eğer kuşunuzun bir
önceki menüde yediklerine bağlı değilse 12 saatten uzun sürer. Örneğin kuşunuz
sabah koca bir yaprak marul yemiş ise, ya da yumurta mamasını çok fazla
tüketmişse takip eden birkaç dışkılama süresince sulu dışkılaması normaldir. Bu
durumda ki bir kuşa ishal diyemeyiz. Ancak 12 – 18 saat geçmiş ve hala sulu
dışkılama devam ediyorsa o zaman gelecek dışkıların durumuna göre kuşa ishal
tanısı koyabiliriz.
NEDENLERİ: Sultanlarımızın ishal olmasının en önemli nedenleri
arasında “Soğuk Algınlığı”, “Gıda Zehirlenmesi”, “Kirli ya da Zehirli
Su”,“Hijyenden Uzak Kafes Ortamı”,“Yanlış Beslenme”,”Stres” gösterilebilir.
TEDAVİ: İlk olarak sultanınızın ishal olmasına neden olan
etkenleri ortadan kaldırılmaya yönelik çalışmalara başlamalısınız. 1-Kafesinizi
ve içeriğinde bulunan tüm malzemeleri yıkayıp temizleyin. Sulukların
yemliklerin ve tüneklerin hijyeninden özellikle emin olun. Hijyeni sağlamak
için sıcak su ve tuz kullanabilirsiniz. 2-Kafesinizin altında mutlaka ızgara tel
olmasını sağlayın. Kafes altında ızgara tel ile kuşunuz arasında kağıt vs gibi
dışkı tutucu bir malzeme olmasın. Kuşunuz dışkısı ile temas kuramasın.
3-Kuşunuzun kafesi cereyan ‘da kalmasın. Rüzgar sultanlarımızı çok çabuk hasta
eder. Ayrıca sultanınız soğuk bir ortamda bulunuyorsa ortam sıcaklığını
yükseltin ve sabit bir ısıda kalmasını sağlayın. 4-Kafesinde ki “ay çekirdeği”,
“ballı çubuk darı” vs gibi yağlı ve kimyasal içeren yemleri kaldırın.
Yemliklerine taze ve temiz muhabbet kuşu ve kanarya yemi gibi aspur ağırlıklı
yemler koyun. 5-Suluklarını günlük olarak taze ve temiz su ile değiştirin.
Kuşunuza kendiniz içmediğiniz suyu vermeyin. Ayrıca eğer bu dönemde suluğuna
her hangi bir ilaç katmıyorsanız, Birkaç damla limon ya da elma sirkesi
katabilirsiniz. Kaynayıp soğutulmuş pirinç suyu da ishalini kesmeye yardımcı
olabilir. 6-Ayrıca kafesinde kolay görüp erişebileceği bir yere mutlaka
haşlanmış patates ve ara sıra da pirinç lapası da koyabilirsiniz. Eğer kuşunuz
yerse ishalinin iyileşmesi açısından çok işe yarayacaktır. Bu dönemde meyva ve
sebze vermeyin. 7-Bu dönemde kuşunuzu stres’e sokacak hareketlerden kaçının ve
kafesinden çıkartmayın. Tamamen iyileşinceye kadar huzurlu ve yavaş bir ses
tonuyla onu sevdiğinizi belli ederek konuşabilirsiniz. Eğer yukarıda yazan tüm
tedbirleri almanıza rağmen sultanınızın durumunda herhangi bir düzelme olmaz
ise ilaç tedavisine başlamayı düşünebilirsiniz. Sultanınızın rahatsızlık
durumuna göre suyuna “Avidiare” ishal ilacı ya da “Vitaform” antibiyotik
katılabilir. İlgili ilaçları petshop’lardan temin edebileceğiniz gibi
internetten de sipariş edebilirsiniz. Alacağınız ilacın son kullanma tarihine
mutlaka bakın. Son kullanma tarihi geçmiş ve bozulmuş bir ilaç kuşunuzu
iyileştireceğine daha da hasta edecektir. Genelde ilaç tedavisine başlamadan
önce yukarıda yazan tüm tedbirleri alıp iyileşmesi için ona biraz zaman vermek
daha uygun olabileceği gibi kimi zaman da kuşunuza geç kalınmadan ilaç tedavisi
başlanması gerekebilir. Bu gibi hassas kararları verebilmeniz için kuşunuzu iyi
gözlemlemeli ve ishalin neden kaynaklanmış olabileceğini anlamaya
çalışmalısınız. Yardıma ihtiyaç duyduğunuz nokta da, forumumuzun hastalıklar
ile ilgili bölümünde kuşunuzun ve dışkılarının detaylı resimlerini ve gerekli
bilgileri paylaşacağınız bir konu açarak bizlerin ve diğer üyelerin fikir ve
görüşlerini almayı da deneyebilirsiniz. Acil şifalar diliyoruz... Emeğe saygı
kapsamında lütfen izinsiz ve isimsiz alıntı yapmayın SultanPapaganlari.Com
Evcilleştirme Ve Eğitim
GENEL: Sultan papağanlarının genel karakterleri sakin ve oyuncudur. Sultanlar insana kısa sürede alışan ve insanla birlikte olmaktan mutluluk duyan bir türdür. Ancak bütün bu olumlu yanlarının yanında ciddi bir güven problemleri de vardır. Özellikle erkek sultanların karşısında ki kişiye güvenmesi bazen zaman alabilir. Bu noktada önemli olan kuşun sizden önce yaşadığı tecrübelerdir. Taşıma sırasında ya da hayatının başka bir bölümünde başka bir insandan zarar görmüş ya da ciddi derecede korkutulmuş bir sultanın insanlara tekrar güvenmesi zaman alırken evde doğmuş ve insanların yanında, elinde büyümüş bir sultanın güvenle ilgili bir problemi olamaz. Aslında konuyu en iyi açıklayan cümle her sultanın bir karakteri olduğudur. Kimisi daha zor eğitilir kimisi daha kolay. Yeni başlayacak olanlara tavsiyem eğitimi önce tek bir kuşa yapmasıdır. Çünkü çift sultanlar birbirleriyle yakınlaşacakları için insanlarla olan ilişkilerini hep belirli mesafede tutacak ve çok evcilleşmeyeceklerdir. Dolayısıyla çift kuş istiyorsanız bile önce birincisini alıp evcilleştirmek sonra da ikinciyi alıp evcil kuşun yanında evcilleştirmek gerekir. Ayrıca evcilleştirmek için almayı düşündüğünüz kuşu olabildiğince yavru iken almanız size kolaylık sağlayacaktır.
GENEL: Sultan papağanlarının genel karakterleri sakin ve oyuncudur. Sultanlar insana kısa sürede alışan ve insanla birlikte olmaktan mutluluk duyan bir türdür. Ancak bütün bu olumlu yanlarının yanında ciddi bir güven problemleri de vardır. Özellikle erkek sultanların karşısında ki kişiye güvenmesi bazen zaman alabilir. Bu noktada önemli olan kuşun sizden önce yaşadığı tecrübelerdir. Taşıma sırasında ya da hayatının başka bir bölümünde başka bir insandan zarar görmüş ya da ciddi derecede korkutulmuş bir sultanın insanlara tekrar güvenmesi zaman alırken evde doğmuş ve insanların yanında, elinde büyümüş bir sultanın güvenle ilgili bir problemi olamaz. Aslında konuyu en iyi açıklayan cümle her sultanın bir karakteri olduğudur. Kimisi daha zor eğitilir kimisi daha kolay. Yeni başlayacak olanlara tavsiyem eğitimi önce tek bir kuşa yapmasıdır. Çünkü çift sultanlar birbirleriyle yakınlaşacakları için insanlarla olan ilişkilerini hep belirli mesafede tutacak ve çok evcilleşmeyeceklerdir. Dolayısıyla çift kuş istiyorsanız bile önce birincisini alıp evcilleştirmek sonra da ikinciyi alıp evcil kuşun yanında evcilleştirmek gerekir. Ayrıca evcilleştirmek için almayı düşündüğünüz kuşu olabildiğince yavru iken almanız size kolaylık sağlayacaktır.
KUŞ İLE
TANIŞMA VE GÜVEN SAĞLAMA: Aslında konunun bu noktası hepsinden önemli kısmı.
Çünkü bu noktayı evcilleştirme, devamında anlatacaklarımı ise eğitim olarak
düşünebiliriz. Önemli ve zor olan kısım kesinlikle evcilleştirmedir. Ancak şunu
belirtmeliyim ki bir çok sultan kendiliğinden evcil olarak evimize gelirken,
evcil olmayanlar ise doğru bir yaklaşımla kolaylıkla evcilleştirilebilmektedir.
Tabii ki evcil kelimesini de bu noktada biraz açarsak, evcil benim için
insandan korkmayan elde omuzda duran anlamına gelir. Bu önemli konunun en önemli
kısmı bence gene önceki konularda bahsedilen bakım ve beslenme koşullarıdır.
Bakım koşulları, yani kafesi, kafesin konumu, uyku şartları iyi olmayan ve iyi
beslenemeyen kuş hep huysuz olacak ve size güvenemeyecektir. Bu sebeptendir ki
ilk önce kuşlarımıza doğru ortamı kurmalı ve sağlıklı bir beslenme programı ile
onları zinde ve güçlü tutmalıyız. Bu bilgilerin ışığında eve yeni gelen bir kuş
ile konumuzu sürdürürsek ilk önce öğrenmemiz gereken şey sabırlı olmamız
gerektiğidir. Ancak sabırlı davranırsak kuşun güvenini kazanabiliriz. Bunun
içinde evcilleştirme sürecinin akışını kuşa bırakmalıyız. Eve ilk gelen kuşu
önceden hazırlanmış kafesine koymalı ve kuşunuzun sesi çıkana, çevresini
seyretmeye başlayana ve tepkiler vermeye başlayana kadar yalnız bırakmalıyız.
Günler boyunca sadece yemini ve suyunu koymalı ve değişik mesafelerden
kuşunuzla yumuşak bir ses tonuyla konuşmalısınız. Bu hareketleri ilk günlerde
siz kafese yem koyarken korkan ve çırpınan kuş siz geldiğinizde çırpınmak
yerine sadece kenara çekilir duruma gelene, siz kafese yaklaşınca kafesin sizin
bulunduğunuz tarafına gelene kadar devam ettirmelisiniz. Bir süre sonra, ki bu
süre bazı kuşlarda birkaç gün bazı kuşlarda ise birkaç ay sürer, artık
kuşunuzun size güvendiğini görecek ve hissedeceksiniz. O dönemde artık ileri
doğru adımlar atabilirsiniz. Bu ilk günlerde yapılması asla tavsiye edilmeyen
bazı davranışlar vardır. Bunlar; - Papağanınızın yanında ani hareketler
yapmaktan kaçının, - Papağanınızı evin içine salmayın, - Acele ile kuşun size alışması
konusunda zorlamayın, - Kafesin içine sadece yem su değiştirmek için elinizi
sokun, - Dinlenme zamanlarında kuşunuzu rahatsız etmeyin. NoktaELE ALMA, ELDEN
BESLEME: Kuşunuz size ve ortama uyum sağladıktan sonra artık hem evcilleştirme
sürecini tamamlamak hem de eğitime başlamak adına onunla daha da
yakınlaşabilirsiniz. Bunun ilk adımı olarak kuşunuzun elinizden yem yemesini ve
elinize çıkmasını sağlamalısınız. Bu eğitimi alabilecek duruma gelmiş bir
sultana ilk önce kafesin dışından tellerin arasından bazı yiyecekler ikram
etmeli ve hareket etmeden gelip yemesini beklemelisiniz. Bu biraz zaman alsa da
mutlaka gelecektir. Burada en sevdiği yiyeceği vermeye özen gösterin ki çok
daha kolay ikna olsun. Ancak sakın papağanınızı aç bırakmayın. Kafesin dışından
yaptığınız ikramları kabul eden kuşunuza bir kaç gün bu şekilde yakınlaşmaya
devam edin. Artık elinizde gördüğü şeyi ister duruma gelince yavaşça kapısını
açarak elinizi yem ile beraber içeri sokun ve ikramı kafes içinden yapın. Bu
işlem sırasında ilk anda elinizi tamamen içeri sokup kuşunuzu ürkütmemeye özen
gösterin. Bu şekilde bir kaç gün kuşunuzu besleyip artık elinizden
korkmadığından emin olunca yemi sol elinize alınız ve ilk önce sağ elinizi
kafese sokup göğsüne paralel olarak yaklaştırınız. Daha sonra diğer elinizde ki
yemi de kafese sokunuz ama kuşunuz parmağınıza çıkmadan erişemeyeceği yerde
tutunuz. Kuşunuz yemi almak için parmağınıza çıkacaktır. Bu şekilde kuşunuzu
bir kaç gün elinizi içeri sokar sokmaz üzerine çıkar duruma gelene kadar besleyin.
Artık kuşunuz parmağınıza çıkar duruma geldi. Bu noktadan sonra elinizden yem
alan ve parmağınıza çıkan kuşunuzu ani hareketlerle ürkütmemeniz önemlidir.
Çünkü sultanlar akıllı canlılardır ve güveninizi kaybedebilir ve eğitimde
gerileyebilirler. NoktaKAFES DIŞINDA YAŞAM: Kuşunuz parmağınıza gelir duruma
gelince parmağınızı kafese sokarak kuşunuzu kafesin dışına alınız ve kafesten
uzaklaştırmadan, kafesin hemen kapısının önünde besleyiniz. Bu şekilde beslenme
devam ederken kuşunuzu kafesin üzerine bırakabilirsiniz. Kuşunuz kafesin
üzerindeyken de beslemeye devam edin. Kuşunuz ilk anlarda kafes dışında ürkek
olacaktır, bu gayet doğaldır üzerine gitmeyin ve kuşunuzu asla uçmaya
zorlamayın. O kendisine güvenince uçmaya başlayacaktır. Kafesin dışında beslediğiniz
kuşunuzu gözlemleyerek kafesin üzerinde bırakabilir ve uzaklaşabilirsiniz.
Ancak kuşunuzu kafesten ilk anda sizinle birlikte uzaklaştırmayın. Bir süre
sonra kuşunuz kafesin çevresini tanımaya, dolaşmaya ve uçmaya başlayacaktır.
Kuşunuz ilk uçma denemelerinde biraz saha sola çarpabilir. Bu durumda kuşunuzu
parmağınıza alınız ve sakinleştirerek tekrar kafesinin üzerine ya da içine
koyunuz. Bir süre sonra kuşunuz kafesten uzaklaşmaya alışacaktır. Bu noktadan
sonra sizde kuşunuzu parmağınızda kafesinden uzaklaştırabilirsiniz. Kuşunuz ilk
günlerde kafese girmekte de zorluk yaşayacaktır. Onu parmağınızla kafese
sokarak yardımcı olun. Ve bir önemli tavsiye ilk günlerde kuşunuzu kafese koyar
koymaz üzerine kapıyı kapatmayın. Bu durumda kuşunuz serbest dolaşırken size
gelmeyi reddedecek ve kafese girmek istemeyecektir. Çünkü size her geldiğinde
kafese kilitlendiğini öğrenecektir. Kuşunuzu kafese koyduktan sonra bir süre
kapısını açık bırakın, kuşunuz istediği zaman tekrar çıkabileceğini öğreneceği
için kafese girmekte zorluk çıkartmayacaktır. NoktaKAFA KAŞIMA VE DOKUNMA
İZİNLERİ:Bu konuya başlamadan önce mutlaka belirtmeliyim ki bazı kuşlar ne
kadar evcilleşirlerse evcilleşsinler hiçbir zaman elde tutulmayı kabul
etmeyebilir ve hatta kafasına bile dokunulmasına izin vermeyebilirler. Buna
kuşunuzun önceden yaşadığı kötü tecrübeler ve hepsinden önemlisi yavruluk
döneminde yeteri kadar ele alınmaması sebep olur. Bu durumda ki kuşa mutlaka
zaman tanınmalıdır. Ancak normal şartlarda ele gelen, sizden yem kabul eden bir
kuş kısa sürede kendine dokunulmasına izin verir. Hatta kısa bir süre sonra
kendini kaşıtmaya sizin yanınıza gelir.Bu eğitim sırasında da kuşu sakin tutmak
için gene yem kullanacağız. Kuşunuzu kafesin üzerinde ya da benzeri bir yerde
elinizle beslerken diğer elinizin sadece bir parmağıyla yavaş yavaş ve kuşa
göstererek kuşunuzun kanat kısmına ayaklarına dokunun ve okşayın. Burada kritik
nokta kuşunuzun ilk andan itibaren kendisine dokunmaya gelen parmağı
görmesidir. Eğer kuş sizin kendisine dokunmak üzere olduğunuzu bilmez ve aniden
elinizi görürse bundan ürküp kaçabilir. Bu şekilde küçük küçük başlayan
dokunuşlar her seferinde daha yukarı noktalara kafaya doğru ilerler. Bir süre
sonra kafasını ve sırtını bütün elinizle kaşımanıza bile izin verecektir. Ancak
burada da gene önemli olan sabırlı olmanızdır. Eğer kuşunuz bazen geri çekilir
istemezse kendisine dokunulmasını sakın zorlamayın ve bu işi daha sonraya
erteleyin. NoktaSES TEKRARI: Sultan papağanı türü kuşların dişileri ve
erkeklerinin arasında ki en belirgin fark çıkarttıkları seslerdir. Dişi
sultanlar sadece CURK CURK diye tek ton ve tek sıra olarak ses çıkartırlar.
Erkek sultanlar ise birkaç kelime konuşabilir ve çok değişik müzikleri, kapı
zillerini, araba alarmlarını ezberleyip birebir aynı şekilde çalabilirler.
Ancak erkeklerin de bu sesleri bir yaş civarında çıkartmaya başlayacaklarının
altını çizmek isterim. Dolayısıyla belirli sesleri kuşunuza öğretmeniz ve onun
tekrar etmesini sağlamanız için kuşunuzun erkek ve en az bir yaş civarında
olması gerekmektedir. Kuşlara kelime öğretmenin, şarkı öğretmenin bir çok yolu
vardır. Ancak bence sultan papağanlar için en geçerli ve hızlı yol benim bir
kelime bir ıslık diye adlandırdığım yoldur. Bu yolda kuşunuza kısa sürede
birkaç kelime öğretebilirsiniz. Bu yöntemin temelinde kuşunuza aynı anda bir
al-ver öğretmeniz vardır. Şöyle ki kuşunuza her seferinde, severken,
seslenirken, yanına gittiğinizde aynı kelime ve aynı ıslıkla seslenmelisiniz.
Örneğin “gümüüüş hu huuuu hu” bu şekilde sürekli olarak kuşunuza seslenirken
bir gün siz “gümüüüüş” dediğinizde kuşunuz sizden önce “hu huuuu hu” yu
yapacaktır. Bu noktadan sonra artık bir al-ver başlamış olur. Siz ilk kelimeyi
söylediğinizde kuşunuz ıslık bölümünü yaparken siz ıslık bölümünü yaptığınızda
da kuşunuz kelime bölümünü yapacaktır. Aynı yöntemle başka kelime ve ıslıklar
öğretebileceğiniz gibi, aynı zaman da uzun şarkıları da parça parça
öğretebilirsiniz.... Yalcın Kaya Sayılgan'a aittir. Kaynak Belirtmeden ALıntı
Yapmayınız! > http://www.sultanpapaganlari.com
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-evcillestirme-ve-egitim.html
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-evcillestirme-ve-egitim.html
Sultan Papağanı Mutasyonları
Normal Gri
Sultan türünün doğal yaşamda en çok karşılaşılan ve doğal rengi olarak tabir
edilen şeklidir. Bu türde vücudun tamamı koyu gri tüylerle kaplıdır, kanatlarda
simetrik şekilde beyaz barlar vardır. Gaga ve tırnakların bir bölümünde siyah
lekeler görülür. Yanakları pembe beneklidir. İlk tüy değişimine kadar tamamının
yüzleri vücutları ile aynı renktir. İlk tüy değişimde erkeklerin yüzü sarıya
döner, dişilerin ise gri olarak kalır. [Resim: normalgrey.png][Resim:
2m2hq1w.png] [Resim: grey.png] Cinnamon Sultan papağanının bu türü, Normal gri
ile aynı şekildedir. Sadece gri kısımlar daha açık renkte, kahverengiye doğru
çalar ve ayak ile gagada ki siyahlık çok az olur ya da hiç olmaz. Erkeğin
suratı Normal Gri de olduğu gibi ilk tüy değişimde sarıya döner dişilerde ise
gri olarak kalır. [Resim: cinnamon.png] [Resim: Cinnamon.png] Lutino
Sultanların beğenilen türlerinden birisidir. Vücutlarında sarı ve beyazdan
başka renk olmaz. Tamamen sarı ya da tamamen beyaz olabilecekleri gibi yarı
yarıya da olabilirler. Ancak ne olursa olsun yanaklarında turuncu benekleri
vardır. Dişi ile erkeği birbirinden ayırtmak çok güçtür. Dişilerin kanatlarının
altındaki tüylerde açık renk barlar olur ancak bazı çok açık renk tüylere sahip
kuşlarda bu barların görülememesi sebebiyle cinsiyet tahmininde hatalar
yapılır. Bazı Lutinolar kırmızı gözlere sahiptir. Lutino ile White Face
çiftleşmesinden Albino (tamamen beyaz) yavrular elde edildiği için üreticiler
tarafından tercih edilen bir türdür.Dış Görünüşten Cinsiyet Tesbiti Yapılamaz,Ötüşleri
Takip Edilmelidir. [Resim: Lutino.png] Pearl Bu sultan türü diğer hiç bir türde
olmayan bir gene sahiptir. Bu gen sayesinde bir tüyde iki renk
barındırabilirler. Değişik oranlarda Pearling özelliği bulunduran türleri
vardır. Özellikle değişik mutasyonlardan değişik göğüs renkleri ortaya çıkar.
Ancak ortak nokta sırt ve kanatlarda ki kırçıllı tüylerdir. Bu tüyler ilk tüy
değişiminde erkeklerde kaybolur. Erkek Pearl sultanları genelde Cinnamon veya
Normal gri ile karıştırılırlar, ancak bu kuşlara dikkatli bakılırsa bütün
kırçıllı tüylerini kaybetmedikleri görülür. Özellikle kuyruk altında ve ensede
Pearl tüyler kalır. Dişi Pearller ise hayatlarının tamamını kırçıllı olarak
sürdürürler. [Resim: Pearle.png] [Resim: pearle..png] [Resim: pearle...png] Pied
Bu tür aslında Cinnamon ile Lutino melezidir. Ancak çok sık rastlandığı için
artık bir tür olarak kabul görmüştür. Lutinolar gibi sarıdan beyaza değişik
tonlar taşımasının yanı sıra kanatlarında simetrik şekilde gri tüyler vardır.
Gri tüylerin miktarı ve şekli değişiklik göstermektedir. Dışarıdan gözle
cinsiyet tahmini imkansızdır. [Resim: Pied.png] [Resim: pied..png] Silver Bu
sultan türü de Normal Griden türemiş bir alt türdür aslında. Ancak bu türde
artık çok fazla vardır. Türün tamamında kafa sarı vücut en acık tondan gridir.
Ayaklar ve gaga pembedir ve siyah leke barındırmaz. Dişilerinin kanat
tüylerinin altında sarı barlar vardır. [Resim: silver.png] White Face Bu tür
sultanlar suratında turuncu benek taşımayan tek türdür. Bu türün bütün vücudu gri
tüyler ile kaplıdır. Erkeklerinde ilk tüy dökümünden sonra beyaz bir surat
belirir. Dişilerinde ise suratta gridir. Ancak hiç bir şekilde turuncu
yanakları olmaz. [Resim: whiteface.png] Albino White Face ile Lutino
çiftleşmesinin ikinci mutasyonudur. Tamamen beyaz, gözleri ise kırmızıdır ve
renk ayrımı ile cinsiyet tahmini şansı yoktur. Az rastlanan değerli bir türdür.
[Resim: albino.png] Albinolar hakkında detaylı Bilgi:
http://www.sultanpapaganlari.com/konu-al...ersey.html Silver White Face
Tartışılmaz en değerli ve nadir görülen türdür. Albino ile Silver
mutasyonlarının ikinci kademe mutasyonudur ki her yavrunun bu şekilde olma
garantisi yoktur. Oldukça az rastlanır ve renkten cinsiyet tahmini yapılamaz.
[Resim: wfsilver.png] [Resim: silver...png] [Resim: silver..png] Yalçın kaya
Sayılgan.
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-sultan-papagani-mutasyonlari.html
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-sultan-papagani-mutasyonlari.html
Sultan Papağanı Davranışları
GENEL: Genel
olarak Sultan Papağanları diğer bütün kuş türlerinden daha fazla olarak
davranış birliği gösterirler. Yani büyük bir çoğunluğu aynı davranışlar ile
aynı şeyleri anlatırlar. Bu benzeşmenin temel nedeni sanıyorum sürüler halinde
yaşayan ve sosyal kuşlar olmalıdır. Birbirlerini seyrederek ve iletişim kurarak
birbirlerinden her şeyi öğrenebilirler. Bende kitabın bu bölümünde belli başlı
Sultan Papağanı davranışlarının anlamlarını açıklamaya çalışacağım. DAVRANIŞLAR
VE ANLAMLARI: Gaga gıcırdatma Sultan Papağanlarının alt gagalarını sağa ve sola
doğru hareket ettirerek çıkarttıkları bir sestir. Sadece Sultan Papağanlarının
yapabildiği bu hareketin anlamı her şeyin yolunda gittiğidir. Mutlu olan Sultan
Papağanları genelde uyku öncesi bu sesi çıkartırlar. Bu sesi duyduğunuz zaman
kuşunuzu rahatsız etmemelisiniz. Kendi adını tekrarlama Sultan Papağanları
erkekleri birkaç kelime de olsa konuşabilirler. Ve bu kelimelerden bir tanesi
genelde kendi isimleri olur. Eğer kuşunuz durup dururken kendi adını tekrar
etmeye başlarsa bilin ki sizin onunla ilgilenmenizi, konuşmanızı, sevmenizi ve
eğer serbest bırakıyorsanız kapısını açmanızı istiyordur. Yemlikleri yerinden
çıkartma Kuşunuz ısrarla yemliklerini yerinden çıkartmaya çalışıyor ve onlarla
uğraşıyorsa sizi kafesin yakınına getirmeye çalışıyor demektir. Ya canı
sıkılmıştır ya da bir ihtiyacı vardır. Kafes içinde kanat çırpma Sultan
Papağanları uçucu tür bir kuştur. Doğal ortamlarında günün uzun saatlerinde
uçarlar. Kafes ortamında bu imkanı bulamayan kuşların kanatlarında uyuşma ve
kan birikimi olur. Bu durum kuşa ağrı verir ve kuşta bu durumdan kurtulmak için
kafes içinde çırpınmaya başlar. Eğer imkanınız varsa kuşunuz bu kadar
sıkılmadan evin içinde uçmasına izin verin. Çığlık atma Kuşlar bulundukları
ortamdan rahatsız olduklarında düz ve yüksek çığlıklar atarlar. Bu herhangi bir
şey olabilir. Bu durumda kuşunuzun problemini bulup çözmeniz gerekmektedir.
Kanatlarını açarak tıslama Sultan papağanlarının korunma güdüsü ile yaptıkları
bir harekettir. Her ne zaman bu hareketi yapıyorsa biliniz ki kuşunuz korkuyor
ve korunması gerektiğini düşünüyor. Gaga vurma Erkek Sultan Papağanları
çiftleşme isteğini belirmek için bazen kafes tellerine veya yuvalığın iç
duvarlarına gagalarını vururlar. Yüksek alçak ötüşler Gene erkek Sultan Papağanlarının
çiftleşme öncesi yaptığı kurdur. Dişi bu sesle mest olur ve çiftleşmeyi kabul
eder. Çift kuşlarda ayak ısırma Sadece dişi Sultan Papağanlarının yaptığı bir
harekettir. Erkeğinin ayağını çok hafif ısırırlar ve öne doğru uzanarak
çiftleşme pozisyonu alırlar. Yani bir çiftleşme isteği hareketidir. Tek yaşayan
dişi sultanlar bu hareketin ayak ısırma bölümünü geçerek direk öne uzanır ve
kanatlarını yana düşürerek çiftleşmeyi beklerler. Yukarı doğru uzanarak gaga
açma Doğal bir harekettir ve kursağını boşaltmak için yaparlar. Normal
şartlarda çok fazla yapmaması gerekir. Eğer çok fazla yapıyorsa, kuş kumunun
kalitesini kontrol edin ve miktarını arttırın. Kaşınma Doğal bir harekettir.
Uyku öncesi düzenli olarak yaparlar. Kuşunuzu rahatsız etmeyin. Ayak Toplama
Sultan Papağanları 25 derece ısının altında ki sıcaklıklarda üşürler. Ve
ayaklarında tüy olmaması sebebiyle de ilk önce ayaklarından üşürler. Ayrıca
ayak damarlarının kan dolaşımında önemli bir rol oynamasından da dolayı kuşlar
üşüdükleri anlarda ayaklarını içlerine toplayarak ayaklarını ısıtmaya
çalışırlar. Bu durum sık olmaz ise normal kabul edilse bile oda sıcaklığını
kontrol etmekte yarar vardır. Yalcin Kaya Sayilgan.
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-sultan-papagani-davranislari.html
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-sultan-papagani-davranislari.html
Sultan Papağanı Bakımı
NoktaGENEL:
Bütün diğer ev hayvanları gibi Sultan Papağanları da yaşadıkları koşullara
bağlı olarak daha sağlıklı, mutlu ve akıllı olurlar ya da olmazlar. Öyle ki,
iyi koşullarda bakılan ve bu dönemde konuşan bir sultan papağanı kötü koşullu
başka bir eve geldiği zaman hiç konuşmayan hareket etmeyen bir yapıya
bürünebilir. Dolayısıyla kuşumuzdan ya da kuşlarımızdan bazı beklentilerimiz
olmasından önce onlara ne verdiğimize tekrar bir bakmalıyız. NoktaKAFES ŞEKLİ,
ÖLÇÜLERİ, İÇ DİZAYNI VE KONUMU: Kuşlarımızın sağlığı ve mutlu yaşamalarının
temel şartı kafeslerinin doğru konumlandırılmış ve doğru düzenlenmiş olmasıdır.
Sultan papağanları dışa dönük ve insana yakın olmayı seven papağanlardır. Bu
sebeptendir ki papağanımızın kafesi kesinlikle günümüzü en çok geçirdiğimiz
odada olmalıdır. Bu oda içinde ki konumunu seçerken ise direk cam önünden ve
cereyanda kalacağı bir noktadan kuşumuzu korumalıyız. Bu noktada yaşadığımız
odanın en iyi konumunu seçmeli, kuşumuzu oraya koymalı ve mümkünse bir daha
yerini değiştirmemeliyiz. Kuşumuzun kafesini seçerken ise kare bir kafes tercih
etmeliyiz. Kare kafeslerde kuşlar çok daha fazla yaşam alanı bulurlar. Ayrıca
yuvarlak kafeslerde kuşların uzun olan kanat ve kuyruk tüyleri kısa sürede
zarar görmektedir. Kafesin ölçüsü ise tek bir sultan için en az 30cmx30cmx30cm
ve çift için 50cmx50cmx50cm olmalıdır. Tellerin yerleştiriliş şekli ise ön ve
arkada dikine yanlarda ise yataylamasına olması en sağlıklısıdır. Ayrıca
kafesin alt kısmını yani pisliklerin düştüğü bölümü kuştan ayırtan bir tel
mutlaka olmalı ve bu bölüm çekmeceli sürgü ile kafes hareket ettirilmeden
temizlenebilmelidir. Ayrıca çift besleyeceğiniz kuşlar için alınan kafeslerde
de en az 3 kapı olması çok önemlidir. Kafesin boyası ise mutlaka statik boya
olmalıdır ki kuşunuz kemirerek bu boyayı çıkartamasın. Sultan Papağanları için
uygun olan tel aralığı ise 1.2cm dir. Bunların hepsi ilk bakıldığında detay
gibi görünse de kuşunuzun sağlığı, eğitilebilirliği, oyunculuğu ve
hareketliliği hep bu detaylara bağlıdır. Kuşumuzun kafesinin içine gelirsek,
Sultan papağanlarının çok hareketli bir tür olduğunu göz önüne alarak kafesi
olabildiğince büyük almalıyız ki hem kuşumuza hareket alanı bırakabilelim hem
de bütün ihtiyaçlarını kafese bir kerede koyabilelim. Kuşumuzun kafes içi
ihtiyaçlarını kısaca sıralarsak; -Değişik kalınlıklarda ve açılarda ağaç
tünekler, -Mineral Taşı, -Yemlikler, -Suluk, -Meyve ve Sebze için mandal, ve
bir kaç ağaç oyuncak mutlaka kafesin içinde olmalıdır. Ayna, plastik veya metal
oyuncaklar kafese konulmamalıdır ki bu tarz oyuncaklar kuşunuzu yaralayabilir.
NoktaISI, NEM VE IŞIK AYARLARI: Sultan papağanları Avustralya kökenli sıcak
iklim papağanlarıdır, ancak asla tropikal ortam canlısı değillerdir.
Dolayısıyla sürekli yüksek ısıda ve nemde yaşamaları sultan papağanları için
pek hoş bir durum değildir. Genel ısı değeri olarak oda sıcaklığı dediğimiz en
az 25 derece en fazla 30 derece sıcakta gayet mutlu olurlar. En sevdikleri ısı
derecesi kesinlikle 27 derecedir ki bahar aylarında bu ısıda çiftleşip yavru
yaparlar. Nem ise en az ısı kadar önemlidir. Nem değerinin her zaman %55 ler
civarında olması en sağlıklısıdır. Fazla nem kuşta mantar hastalığına sebep
olurken sürekli kuru hava da yaşayan kuş ise bir süre sonra fiziksel gücünü
kaybeder ve hareketsizleşir, durgunlaşır. Isı değerini ölçmek gibi nem değerini
de ölçmek oldukça basittir. Alınması gereken alet hem nemi hem de ısıyı
gösteren dijital bir ölçerdir. Işık konusu ise değişiklik gösterir. Eğer
kuşunuzun normal mevsim şartlarını bilmesini ve buna uygun yaşamasını
isterseniz ışık için özel bir şey yapmanıza gerek yok. Normal aydınlanma
süreleri yeterli gelecektir. Ancak kuşunuza kışın bahar ortamı yaratıp yavru
almak isterseniz kuşun ışık alma süresini gün ışığı veren ampul ile uzatmalı ve
günlük 14 saat civarlarında tutmalısınız. Diğer dikkat etmeniz gereken
konuların başında ise kuşun ani ısı değişimlerinden ve rüzgarda kalmasından
korunması gerekliliğidir. Bu durumlara asla izin verilmemeli. Çünkü sultan
papağanlarının bu iki duruma da toleransı oldukça düşüktür ve kolaylıkla
hastalanırlar. Bahar ve yaz aylarında ise kuşunuzu balkon ya da bahçeye
çıkartmanız oldukça yararlıdır. Kuş hem temiz hava alır hem de güneşten
yararlanır. Ancak gene dikkat edilmesi gereken iki şey vardır. Birincisi
kuşunuza direk ve sert rüzgar çarpmamalı, ikincisi ise kuşunuz direk güneşin
altında kalmamalıdır. NoktaUYKU DÜZENİ: Sultan Papağanları biraz da çocuklar
gibidir. Aşırı aktivite meraklısı olmalarından dolayı siz onları kafeslerine
koyup dinlenmeye bırakmadığınız, uyumaları için gerekli ışık ve ses ayarını
yapmadığınız sürece uyanık kalmaya çalışacaklardır. Bu sebeptendir ki kuşumuzun
uyku saati geldiğinde onun uyuması için gerekli düzenlemeleri yapmalıyız. Genel
olarak Sultan papağanları için kesintisiz 8 saat gece uykusu ve gündüz
şekerlemeleri gerekmektedir. Ancak bu 8 saatlik gece uykusu hesaplanırken
uyanma vaktini kendi uyanma vaktinizle hesaplamamalı güneşin doğuş saatiyle
hesaplamalısınız. Çünkü Sultan Papağanlar diğer bütün kuşlar gibi sabah
güneşiyle beraber uyanacaklardır. Dolayısıyla örneğin sabah 06:00 da gün doğumu
olan bir akşamda kuşunuzun en geç 22:00 de uyuması gerekmektedir. Gündüz
şekerlemelerini ise kendisi ayarlayıp uyuklayacaktır. Genelde yemek ertesine
denk gelecek bu şekerlemelerde kuş rahatsız edilmemelidir. NoktaTEMİZLİK
BİLGİLERİ: Bu konuyu 3 e bölebiliriz, Malzemelerin Temizliği Kuşumuzu içine
koyacağımız kafes, tünekler, yemlikler ve her şey ilk kullanımdan önce yüksek
ısıda yıkanmalı ve temizlenmelidir. Çünkü petshoplarda ki mikrop ve bakteriler
bu malzemeler ile kolaylıkla evimize gelebilir. Bu ilk temizliğin yanında
kuşumuzun yemlik ve suluklarını her gün yeniden doldurmalı ve doldururken de
mutlaka yıkamalıyız. Özellikle suluk her gün güzelce yıkanmalıdır ki içi yosun
tutmasın. Ayrıca hafta da 1 veya 2 kerede kafesin altı ve tünekler
temizlenmelidir. NoktaÇevrenin Temizliği Sultan Papağanlarının tüy yapısı 2
katmandan oluşur. Bunlardan birinci katman dışarıdan da görünen renkli ve büyük
tüylerdir. Bu tüyler dökülürken bir problem yaratmazlar, çünkü kısa süreli ve
belirgin olarak dökülürler. İkinci katman ise bu türlerin altında olan beyaz
pelüş tüylerdir. Bu tüyler bazı dönemlerde fazla bazı dönemlerde az da olsa
sürekli olarak dökülürler. Ve küçük olmalarından dolayı kafesin dışına uçup
odaya yayılabilirler. Bu çevresel bir kirlilik yaratacaktır. Özellikle kendi
tüylerini düzelttikten sonra silkindiğinde üzerinden bolca bu tüylerden çıkabilir.
Bu önlenemez bir durumdur. Bu tüyleri evden temizlemenin en kesin ve kısa yolu
su filtreli elektrik süpürgeleridir. Normal süpürge bu tozları bazen
tutamayabilmektedir. NoktaKuşun Temizliği Sultan papağanlarının tüy temizliği
oldukça basit ancak önemlidir. Sultan papağanları temizlik işlerini aslında
kendileri her gün yaparlar. Biz sahiplerinin yapması gereken ise sıcak yaz
günlerinde her gün, kışın ise hafta da bir veya iki kere çiçek ıslatma
spreyiyle kuşlarımızı birazcık ıslatmaktır. Bu ıslatma işini ılık su ile günün
ortasında ya da sabah yapmamız kuşumuzun sağlığı için iyi olacaktır. Üzerine
4-5 kere su sıktığımız kuş, bu su ile bütün tüy temizliğini yapacaktır. Burada
dikkat etmemiz gereken şey bu ıslatma işini kuşun uykusu öncesi yapmamamız ve kuşu,
ıslandıktan sonra sıcak bir odada bulundurmamızdır. Sultan papağanlarının
tırnaklarının ve gagalarının bir dış müdahale ile temizlenmesi ya da kesilmesi
söz konusu değildir. Doğru kalınlıkta ki (kalorifer borusukalınlığında) ve
ağaçtan tüneklerde kuşlar hem gagalarını hem de tırnaklarını temizler ve
kısaltırlar. Yalcın Kaya Sayılgan
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-sultan-papagani-bakimi.html
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-sultan-papagani-bakimi.html
Cinsiyet Ayrımı Ve Yaş Tahmini
NoktaSultan
papağanlarında cinsiyet ayrımını yapmanın 2 yolu vardır. Birinci yol tüy
yapısına bakmaktır. Bu yöntem her mutasyon için çözüm olmamaktadır. Ayrıca
renklerinden cinsiyet ayrımı yaparken dikkat edilmesi gereken bir konu da kuşun
yaşıdır. Yaşı dolmamış kuşların tüy renkleri tam oturmadığından dolayı bazen
yanlış tahminler yapılabilir. İkinci yol ise en kesin yoldur. Ancak bu yola
başvururken de kuşun yaşını doldurduğundan emin olmak gerekir. Bu yolda sultan
papağanının ötüşü takip edilir. Sultan papağanlarından dişi olanlar CURK CURK
tarzı tek ve kısa ötüş tarzından başka hiçbir ses çıkartmazlar, erkekleri ise
alçaklı yüksekli kanarya ötüşünü andıran sesler çıkartabilir, ıslık çalabilir
ve konuşabilirler. Dolayısıyla rengi ne olursa olsun ıslık çalan ya da uzun
ötüşler yapan her sultan papağanı erkektir. NoktaYAŞ TAHMİNİ: Sultan
papağanlarında bu iş oldukça zordur. Kesin bir yöntem olmasa da genel bazı
şeyler ile kuşun hangi evrede olduğu tahmin edilebilir. 0-1 Yaş arası yavrular;
yusyuvarlak gözlü, ince ayak parmaklı olurlar. Gagalar pürüzsüzdür. 1-8 Yaş
arası genç sultanlar; yavrulara göre daha büyük olur. Ayakları her yıl
kalınlaşır ve pütürleşir. Aynı şekilde gagada da katmanlar oluşmaya başlar. Kuş
en gösterişli yıllarındadır. Göz yuvarlaklığını kaybetmeye başlar ve göz
çevresinde ki tüyler azalır. 8-16 Yaş arası olgun sultanlar; artık kuş
yavaşlamaya ve durgunlaşmaya başlamıştır. Gaga ve ayaklarda ki kalınlık ve
pütürler çoğalmıştır. Kuş daha az yer ve daha az hareket eder. 16 Yaş üstü
yaşlı sultanlar; kuşta sağlık problemleri oluşmaya başlar ve günün 18 saatine
kadarını uyuyarak geçirir. Bu noktada kuş daha yumuşak gıdaları tercih eder.
Ancak şunu belirtmeliyim ki, petshoplarda satılan kuşların %90 ı 0-1 yaş
arasıdır. Ayrıca kalan %10 ise evden gelmiş kuşlardır ki onlarda 1-8 yaş
arasında olur. Daha yaşlı bir kuş bulmak çok düşük bir ihtimaldir. Yalçın kaya
Sayılgan.
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-cinsiyet-ayrimi-ve-yas-tahmini.html
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-cinsiyet-ayrimi-ve-yas-tahmini.html
Sultan Papağanı Beslenmesi
NoktaGENEL:
Sultan Papağanları, doğal hayatlarında tohumlar bitki kökleri ve yeşillikle
beslenirler. Bizlerde kafeslerde kuşlarımıza olabildiğince doğal hayata yakın
bir beslenme tablosu uygulamalıyız. Bu beslenme tablosunun temelinde kuşçularda
satılan kuş yemleri olmalıdır. Bu kuş yemleri kuşumuzun besin ihtiyacının %75
ini karşılayacaktır. Sultan Papağanları için değişik markaların özel yemleri
kullanılabileceği gibi muhabbet kuşu yemi de kullanılabilir. Ancak muhabbet
kuşu yemini kullanacaksanız kuru yemişçiden alacağınız tuzsuz çekirdeği ve
kırılmış fındık içini bu yeme katmanız gerekecektir. Bu yemin harici Sultan
Papağanları Dal Darıyı severek tüketirler. Ancak besin değeri çok yüksek olan
dal darının yararı yanında dikkat edilmez ise kısa sürede kuşu şişmanlatan kötü
bir tarafı da vardır. Normal yem haricinde kuşlarımıza yeşil ağırlıklı sebzeler
ve meyve de vermeliyiz ki vitamin ihtiyacını doğal yolla karşılayalım. Ancak
bazı kuşlar meyve ve sebze yemeyi reddetmektedir ki bu durumda takviye olarak
vitamin vermemiz kaçınılmaz olur. Ayrıca Sultan Papağanları midelerinde gerekli
asitlerin olmayışından dolayı yemleriyle beraber kuş kumu da yemelidir. Bu kuş
kumunu da petshoplardan özel olarak alabilirsiniz. Bu kuş kumu sayesinde
yediklerini öğütebilecek ve sindirebileceklerdir. Uzun süreli olarak kuş kumu
yemeyen kuşlar ciddi sindirim problemleri ile karşılaşırlar. Kuş kumunu her bir
yemliğe yarım kaşık olarak katmanız yeterli olacaktır. NoktaNE YER? NE YEMEZ?
Çok Faydalı besinler: Kepekli pirinç (haşlanmış), Havuç, Brokoli, Bezelye,
Ispanak, Karnabahar, Patates, Kuşkonmaz, Yeşil ve kırmızı biber, Yumurta (Çok
Pişmiş), Tavuk/hindi eti (Çok Pişmiş), Muz(Kabuksuz), Elma (Çekirdeği
ayıklanmış), Yoğurt (Yağsız), Kabak çekirdeği, Bulgur, Kepek ekmeği, Mısır
ekmeği, Kepekli/Sebzeli makarna (Haşlanmış), Mısır (Koçanı çok fazla
verilmemelidir) Faydalı besinler: Üzüm (Çekirdekleri ile), Portakal (Çekirdeği
ayıklanmış), Şeftali (Çekirdeği ayıklanmış), Limon (Çekirdeği ayıklanmış),
Armut (Çekirdeği ayıklanmış), Greyfurt (Çekirdeği ayıklanmış), Çilek,
Dutgiller, Ekmek, Şalgam, Kiraz (Çekirdeği ayıklanmış), Vişne (Çekirdeği
ayıklanmış), Domates, Salatalık, Badem, Pirinç (Pişmiş), Sarımsak, Yeşil
fasulye, Karpuz (Çekirdekleri ile), Kavun (Çekirdekleri ile) Sınırlı faydalı
besinler: (Besleyici değeri yüksek ancak yüksek yağlılar) Yerfıstığı (Tuzsuz ve
fazla kavrulmamış), Ceviz, Dana eti (Çok Pişmiş), Ay çekirdeği (Tuzsuz ve fazla
kavrulmamış), Krem ve sert peynirler (Diyet olanlar tercih edilmeli), Fındık
(Tuzsuz ve fazla kavrulmamış) Nötr besinler: (Besleyici değeri düşük ancak
zararlı olmayanlar) Kabak, Kereviz, Patlamış mısır (Yağsız), Beyaz ekmek,
Kıvırcık salata, Kraker ve Bisküviler (Diyet olanlar tercih edilmelidir)
Zararlı besinler: (Zehirli olmayıp aşırı yağlı, tuzlu veya şekerli besinler)
Patates kızartması, Cips, Sosis, Kek, Tereyağı ve margarin, Dondurma, Kek ve
kurabiyeler, Konserve yiyecek ve çorbalar Zehirleyici besinler (Zehirli ve
zararlı besinler) Çikolata, Kahve (Kafein), Alkollü içecekler (Alkol), Gazlı
içecekler, Süt (Hazım için gerekli enzimler kuşlarda yoktur), Kuru meyveler
(Sülfat ve/veya sülfür içerirler), Soğan (Kandaki hemoglobini bozar), Mantar, Elma
çekirdeği (siyanür içerir) NoktaBESLENME TABLOSU: Bu bölümde sizlere örnek
olması adına yaz ve kış için ayrı ayrı olmak üzere iki beslenme tablosu örneği
veriyorum. Bu tablolara olduğu gibi uyabileceğiniz gibi çeşitli değişikliklerle
kendinizde uyarlamalar yapabilirsiniz. NoktaMAMA TARİFLERİ: Yumurta maması
------------------------------------Bilgi-Kaynak Bkz: Yumurta Maması Tarifi
URL'ye Git Bu mama kuşların özellikle çiftleşme öncesi hazırlanması ve
yavruların büyüme döneminde tüketilmesi gereken bir mamadır. Çok değişik
tarifleri vardır, sizde bu tarifi geliştirebilirsiniz. Benim tarifim en basit
olanıdır. Ancak belirtmeliyim ki temel vitamin ve gıdaların tamamını içerir ve
ek bir besine ihtiyaç bırakmaz. Bu mama ile ilgili diğer önemli husus mamanın tazelik
süresidir. İçerisinde haşlanmış yumurta bulunduğu için kafese sabah koyulduğu
zaman akşam mutlaka alınmalıdır. Yapılışı ise gayet basittir. Bir yumurta tam
ve iyice haşlanır ve soğutulup soyulur. Beyazının tamamı, sarısının yarısı ve
bir tane bebe bisküvisi bir bıçak ile küçük parçalara bölünür ve karıştırılarak
kuşa servis edilir. NoktaBallı
kraker-----------------------------------------Bilgi-Kaynak Bkz: Ballı Kraker
Yapımı URL'ye Git Bu krakerin benzerlerini petshoplardan da alabilirsiniz.
Ancak petshoplarda satılanların evde yapılan bu kraker kadar sağlıklı olmaları
düşünülemez. Bu krakerleri normal dönemde Dal darıya alternatif olarak
kullanabilirsiniz. Yapılışı ise gayet basittir. 20gr Un, 1 Yumurta, 1 Yemek
kaşığı bal ve 20gr Kuş yemini bir kaba koyup iyice karıştırın. Macun kıvamına
gelen karışımı hafif yağladığınız fırın tepsisine istediğiniz şekillerde
koyunuz. (ben küçük kurabiye kalıplarında yapıyorum) 180 derecede 3 dakika
ısıtılmış fırına sürüp 10-15 dakika pişirin. Soğuyunca tüketime hazırdır.
NoktaTohum çimlendirme---------------------------------Bilgi-Kaynak Bkz: Buğday
Çimlendirme URL'ye Git Çeşitleri tohumların çimlendirilerek kuşlara verilmesi
çok sağlıklıdır. Çimlenmiş tohumlar çok besleyici ve sağlıklıdır. Bu çimlenmiş
tohumları yavru büyüten anne baba kuşlara vermeniz anne ve babanın işini
oldukça kolaylaştıracaktır. Ancak düzgün yapılmamış bir çimlendirme
kuşlarınızda mantara neden olacağı için dikkat edilmelidir. Hazır olan tohumlar
kuşlara bir kere de verilmeli ve en fazla 24 saat kafeste tutulmalıdır.
Yapılışı, Normal kuş yeminizden istediğiniz kadarını içi su dolu bir kaba koyun
ve 8 saat suyun içinde bırakın. Sonra yemleri bir süzgece alıp üzerlerini bir
havlu ile örtün. Her 4 saatte bir suyun altından geçirin ve üzerini kapatın.
Süzgece aldıktan 24 saat sonra tohumlar çimlenmeye başlayacaktır. Artık
kuşunuza sunabilirsiniz.
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-sultan-papagani-beslenmesi.html
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-sultan-papagani-beslenmesi.html
Sultan Papğanı Hastalıkları Ve
Tedavi Yöntemleri,İlaçlar
Sağlıklı bir
Sultan Papağanı ortalama 90-100 gram ağırlığında, hareketli, iştahlı ve
olabildiğince uzun tüylü olur ve dik durur. Gagası ve ayakları temiz ve
pürüzsüzdür. Kuşunuzu yeni alırken bunlara dikkat edeceğiniz gibi kuşunuzun ev
içi yaşamında da bunları yakından gözlemlemelisiniz. Çünkü kuşlar genel olarak
çok belirgin hastalık belirtileri göstermezler. Üzülerek söylemek durumundayım
ki kuşlar ölüm belirtisi veren canlılardır. Yani doğal ortamlarında bir Sultan
Papağanı bizim hastalık belirtisi dediğimiz belirtileri verince çoğu zaman ölür
ve siz ancak ölüm sebebini anlayabilirsiniz. Oysa gelişen dünyanın nimetleri
olan ilaçlar ile bir çok evcil Sultan ölümün pençesinden kurtulmaktadır. Ancak
burada ki en ve en önemli şey erken teşhistir. Erken tanı ve teşhis için ise
genel kural kuşunuzu yakından takip ediyor olmanızdır. NoktaHASTALIK
BELİRTİLERİ: Dışkı, Sultan Papağanları normalde yeşil-beyaz olarak ne çok katı
ne de çok sıvı şekilde dışkılarlar. Dışkılarının yumuşak ama dağılmayan bir
yapısı vardır. Ara sıra yediklerinden dolayı oluşan geçici renk ve kıvam
değişiklikleri önemli olmasa da 1 Hafta boyunca değişik dışkılayan kuştan
şüphelenilmeli, hastalığının teşhisi konduktan sonra tedaviye geçilmelidir.
Hareketlilik, Sultan Papağanları normal gece uykusu dışında gündüz de kısa
kestirme uykuları yaparlar. Ancak eğer kuşunuz sürekli olarak kabarık ve
uyuklar şekilde ise kendisinden şüphelenilmesi gerekir. Burada kritik nokta
normal gündüz uykusu yapan kuşlar ile sürekli uyuklayan kuşların iyi ayrılması
gerekliliğidir. Gece uykusu, eğer kuşunuz geceleyin çok hareket ediyorsa bu
durum mutlaka hastalık belirtisi olarak kabul edilmeli ve teşhis koyulmalıdır.
Bu durumu takip etmenin en kolay yolu, akşam saatinde kuşun kafesinin zeminini
temizlemek ve sabah dışkılara bakmaktır. Normal şartlarda dışkıların bir
bölgede toplanmış olması gerekir. Eğer bir çok değişik yerde dışkı var ise
kuşunuz geceleyin rahat uyuyamamıştır. Kilo, kuşunuzun kilosunda ki ani
değişiklikler sağlık durumunun takibi açısından çok önemlidir. Bir mini mutfak
tartısı ile kuşunuzu düzenli olarak tartmanız bir çok hastalığı erken teşhis
etmenize yardımcı olacaktır. Ayak gaga ve göz bakımı, kuşunuzun ilgili
uzuvlarını mutlaka sürekli olarak takip etmeli ani renk, şekil değişiklikleri
ve akıntılarda hemen müdahale etmelisiniz. NoktaPSİKOLOJİK HASTALIKLAR: Bu
hastalıklar genel olarak stres kökenlidir. İyi uyuyamayan, sürekli rahatsız
edilen, sigara dumanına maruz kalan, eşinden ayrılmış, iyi beslenmeyen, sürekli
yalnız kalan ya da küçük ve bakımsız kafeslerde tutulan kuşlarda bu
hastalıklara rastlanır. NoktaTüy Yolma Sultan Papağanlarında çok az da olsa
rastlanılan, en belirgin psikolojik rahatsızlıktır. Bu hastalığın kesin bir sebebi
yoktur. Her kuş farklı bir sebepten tüylerini yolar. Bu noktada dikkat edilmesi
gereken konu kuşun normal tüy değişimi dahilinde koparttığı tüyler ile tüy
yolma hastalığının karıştırılmaması gerekliliğidir. Tüy yolma hastalığına
yakalanan kuş belirli bir bölgenin ya da bütün vücudunun tüylerini tamamen,
etini ortaya çıkarana kadar yolar ve kanamalara neden olur. Bu durumda ki kuşa
mutlaka hem antibiyotik tedavisi uygulanmalı hem de strese sebep olan konu ve
konular ortadan kaldırılmalıdır. NoktaKusma Kusma başka hiçbir belirti
vermeksizin sadece kusan kuşlarda psikolojik kaynaklıdır. Ancak dikkat
edilmelidir ki zehirlenen ya da üst solunum yolu enfeksiyonu kapmış kuşlarda
kusarlar. Burada psikolojik sebepli kusmayı teşhis etmenin temel şartı kuşun başka
hiçbir rahatsızlığı olmadığı hallerde kusuyor olmasıdır. Bu durumun çoğunluk
sebebi kuşun eşinden yeni ayrılmış olması ya da eş istiyor olmasıdır. Temel
çözüm kuşa yumuşak gıdalar mesela haşlama patates ve haşlama yumurta vermek ve
karşı cins bir kuş ile çiftleştirmektir. NoktaÇığlık En çok rastlanılan
psikolojik rahatsızlıktır. Ancak diğer bütün psikolojik rahatsızlıklar gibi
bununda kesin nedeni bulunurken zorlanılabilir. Konunun başında psikolojik
rahatsızlıklara sebep olan şeyler tek tek gözden geçirilmeli ve sebep yok
edilmelidir. Bu noktada size yardımcı olacak diğer belirti kuşun çığlıkları
sıklaştırma zamanıdır. Bu dönemde en son ne yaptığınız hatırlanmalı ve o
konunun üzerine düşünülmelidir. NoktaFİZİKSEL HASTALIKLAR: Fiziksel
hastalıklarda en çok rastlanılan problem hastalığın yanlış teşhis edilmesi ve
yanlış tedavi çabaları ile zaman kaybedilmesidir. Unutulmamalıdır ki kuşlarda
tedavi için uzun süremiz olmayacaktır. Dolayısıyla en kısa sürede doğru teşhis
konmalı ve ilaç tedavisine başlanmalıdır. Soğuk Algınlığı Kuşlarda en çok
rastlanan hastalıktır. Özellikle mevsim değişimlerinde çok sık rastlanır. Ani
sıcaklık değişimleri, ıslak kalmak, rüzgarda kalmak hastalığın temel
sebepleridir. Belirgin belirti olarak gözde ve burunda akıntı ve kuşun sürekli
burnu ile oynaması gösterilebilir. Ateşinin yükseldiği anlarda kuşun titremesi,
tüylerini kabartması da çok sık görülür. Hastalığın ilerleyen safhalarında
iştah azalması ve güç kaybı akabinde kuş tünekten aşağı iner ve genelde
uyuklar. Genel tedavi metodu olarak erken teşhiste bronşit ilacı ve vitamin
yeterli olur. Ancak antibiyotik kullanımı da önerilebilir. Kuş sıcak tutulmalı
ve yorulmamalıdır. Hastalığın ilerleyen formlarında ise ilaç tedavisi yanında
ağızdan besleme de yapılabilir. Ancak gözde ve burunda akıntı yoksa soğuk
algınlığından şüphelenilmemeli gribal enfeksiyon üzerinde durulmalı ve direk
olarak antibiyotik tedavisine başlanmalıdır.
NoktaİSHAL----------------Bilgi-Kaynak Bkz: İshal Nedenleri Ve Tedavisi URL'ye
Git İki formda görülebilir. Birincisi yediği gıdalardan ve temiz olmayan
ortamlarda bulunmaktan bağırsaklarda oluşan bakteriler sebep olabilir. Buna
çoğunlukla açık satılan yemler ya da iyi yıkanmamış veya yıkandıktan sonra iyi
kurulanmamış sebzeler sebep olur. İkinci ihtimalde ise yanlış beslenme sebebi
ile ishal görülebilir. Bu ikisini birbirinden ayırtmak laboratuar takibi
olmadan imkansızdır. Hastalığın genel teşhisi için kuşun en az iki gün boyunca
bütün dışkılamalarının sıvı olması beklenir. Genel tedavi olarak ilk iş kafeste
ki bütün sebze ve meyvelerin alınması ve kafeste sadece normal yem
bırakılmasıdır. Ayrıca kafese haşlanmış, soğutulmuş ve soyulmuş patates
koyulur. Aslında bakteriyel olmayan durumlarda antibiyotik tedavisine gerek
olmasa da laboratuar tetkikinin yapılamadığı durumlarda mutlaka antibiyotik
tedavisi ile yukarıda ki gıdalar desteklenmelidir. NoktaKabızlık Sultan
Papağanlarında yanlış beslenme sonucunda oluşan bir rahatsızlıktır. Kuş geriye
doğru kendisini esnettiği kanatlarını kenara düşürdüğü halde bile dışkılayamaması
anlamına gelir. İlerleyen günlerde kuşun arka alt kısmı belirgin şekilde şişer.
Genel sebebi yanlış beslenmedir. Kalitesiz kuş kumu, az su tüketimi veya sadece
çekirdek tüketimi sebeplerin başında gelir. Tedavide ilk önce kuş tutulmalı
ılık bir suya batırılmış pamuk ile kuşun alt tarafı ıslatılmalı ve daha sonra
da çok az miktarda sıvı yağ gene bir pamuk ile anüsün çevresine sürülmelidir.
Ancak hiçbir şekilde anüsten içeri bir şey sokulmaya çalışılmamalı ya da anüse
baskı uygulanmamalıdır. Bu ilk müdahale takibinde mutlaka veterinere başvurmak
gerekir.Yumurta Tıkanması Sultan Papağanlarında nadirde olsa rastlanılan bir
hastalıktır. Gerekli vitamin ve minerali alamamış kuşların yumurtaları bazen
tam gelişemezler. Bu durumda kuş bu yumurtayı yumurtlayamaz. Bazen de biyolojik
bir rahatsızlıktan dolayı kuş yumurtlamaz. Bu iki durumda da kuş yüksek ölüm
riski altındadır ve çok acı çeker. Ancak yumurtlama zorluğu çeken kuşlar ile
yumurtlama günü gelmemiş kuşlar karıştırılmamalıdır. Yumurtlama günü gelmemiş
kuşların karınları şiş olsa da kuşlar gayet rahat kafes içinde dolaşırlarken,
yumurtlama zorluğu çeken kuşlar kafesin zeminde acı içinde hareketsiz durur ya
da sürekli yumurtlamaya çalışır pozisyonda kendilerini zorlarlar. Hastalığın
tedavisi için mutlaka en yakın veterinere başvurulmalıdır. Çünkü kesin tedavi
cerrahi müdahaledir. Ancak cerrahi müdahale öncesi röntgen çektirilmesi ve
yumurtanın tam yeri ve şekli belirlenmesi çok önemlidir. NoktaMantar
Türevleri------------------------------- http://www.sultanpapaganlari.com
Candidiasis, kafes kuşlarında Candida albicans adı verilen bir mantar türünün
yol açtığı enfeksiyonların genel adıdır. Bu mantar türü normal zamanda çok az
sayıda bütün kuşların sindirim sisteminde bulunur ancak enfeksiyona neden olmaz.
Eğer bu mikro organizmanın sayısı artarsa veya sindirim sisteminde bir hasar
varsa, sindirim sisteminde, gaga ve solunum sistemi gibi diğer organlarda,
deri, tüy, göz ve üreme organlarında da enfeksiyon oluşur. Candida Sultan
Papağanlarında çok nadir görülür. Mantar, daha ziyade genç kuşlarda ve
bağışıklık sistemi zayıf olan hayvanlarda ortaya çıkar.Mantarın oluşma riskini
arttıran faktörler çok çeşitli olabilir: * Kursağın geç boşalması * Uzun süreli
ve bilinçsiz antibiyotik kullanımı * Kafes temizliğine dikkat edilmemesi *
Vitamin A yetmezliği * Hatalı beslenme * Stres, ortamda sigara içilmesi, travma
ve bazı virüs enfeksiyonlarının yol açtığı tahribatlar. Hastalığın belirtileri
yerleştiği organa göre değişiklik gösterir. Tek bir organda olabileceği gibi, birkaç
organa aynı anda yerleşebilir. Ağız ve gaga bölgesinde olduğunda ağız kokusu ve
ağızda beyaz plaklar oluşur. Enfeksiyon genellikle alt ve üst gaganın
birleştiği açıda oluşur. Gagadaki hastalıkta yemi geri çıkarma, iştah kaybı ve
halsizlikle birlikte depresyon izlenir. Gaga kalınlaşır, yemin kursağı geçişi
gecikmeye başlar. Enfeksiyon, sindirim sisteminin alt bölgelerine yerleştiyse,
sulu dışkı, kusma, kilo kaybı, iştahsızlık ve depresyon görülür. Solunum
sistemindeki mantar ise burun akıntısı, ses ve ötüş değişiklikleri, solunum
güçlüğü ve kolay yorulma gibi belirtiler izlenir. Hastalığın teşhisinde
mantarın miktarı ve belirtilerin tespiti önemli. Tedavisi için mutlaka
veteriner hekim gözetiminde mantar ilacı kullanılmalıdır. Özellikle ülkemizde
bu tedavi için uygun ilaç bulmak sıkıntılıdır. İlaçlar genelde kedi ve köpekler
için uygun dozajlarda üretildiği için Sultan Papağanı gibi 100 gram ağırlığında
ki kuşlarda kullanımlarına çok dikkat edilmelidir.İç ve Dış Parazitler Genelde
kedi ve köpek gibi diğer tür hayvanlardan Sultan Papağanlarına geçen bir
rahatsızlıktır. Dolayısıyla yeni alınan bir kuşta ya da malzeme veya yemde de
bulanabilir ve ev ortamınıza gelebilir. Bu parazitler değişik şekillerde
belirtiler verir ama 3 ana noktadan parazit teşhisi konabilir. İlk olarak gaga
ve ayaklar kontrol edilmelidir. Gagada beyaz tabakalaşma ve ayaklarda pullanma
en belirgin örnekleridir. Devam eden durumlarda ayak tırnaklarında ve gagada
ciddi şekil bozukluklarına neden olur. İkinci belirtisi kuşun gözlemlenmesi ile
yakalanır. Kuş yem yerken ya da uyurken aniden sert bir şekilde kaşınmaya
başlar. Buna neden olan parazit hastalığıdır. Üçüncü belirti ise dışkısında
görülür. Dışkı bazen ip gibi uzun bazen de popo tüylerine yapışmış olarak
görülür. Bu üç durumda da parazit tedavisine başlanmalıdır. Tedavi için mutlaka
veteriner hekim gözetiminde parazit ilacı kullanılmalıdır. Özellikle ülkemizde
bu tedavi için uygun ilaç bulmak sıkıntılıdır. İlaçlar genelde kedi ve köpekler
için uygun dozajlarda üretildiği için Sultan Papağanı gibi 100 gram ağırlığında
ki kuşlarda kullanımlarına çok dikkat edilmelidir. NoktaGribal Enfeksiyonlar En
sık rastlanılan rahatsızlıktır. Kuş her hangi bir şekilde, özellikle mevsim
değişimlerinde, vücudunun güçsüz düştüğü anlarda bazı mikroplara yenilerek
hasta olur. Belirtileri sürekli şişerek uyuma, az yem yeme, hareketsizlik,
ilerleyen safhalarda tünekte duramamadır. Bu belirtiler soğuk algınlığı ile
karıştırılmamalıdır. Soğuk algınlığında burun akıntısı ve hapşuruk vardır. Bu
hastalıktan korunmak için aynen insanlarda olduğu gibi kuşun genel yaşam
kalitesinin ve beslenmesinin iyi olması gerekir. Beslenme ve bakım şartları iyi
olmayan kuşlar mutlaka bir mikroba yenilerek hasta olacaklardır. Tedavi için
kuş mutlaka sıcak tutulmalı ve hiç gecikilmeden antibiyotik tedavisine
başlanmalıdır. Bu noktada kritik diğer bir konuda kuş eğer yemek yiyemez su
içemez durumdaysa kuşun el ile beslenmesi gerekliliğidir. Çünkü antibiyotiğin
etkisini çabuk gösterebilmesi için kuş olabildiğince dirençli olmalıdır. NoktaGöz
Enfeksiyonu ---------------------- http://www.Sultanpapaganlari.com İyi
temizlenememiş tünekler ve malzemeler aracılığıyla kuşa geçen bakterilerin
sebep olduğu ve gözün çevresinde ki tüylerin dökülmesi, kuşun gözünün çevresini
kaşıması ve hatta gözün sulanarak kapanması belirtileri ile ortaya çıkan bir
rahatsızlıktır. Önlemenin temel yolu temiz ortamlarda kuşu bulundurmaktır.
Tedavisi için ise hem ağızdan antibiyotik hem de göz çevresine sürülecek
antibiyotik krem uygulanmalıdır. Virüsler Sultan Papağanları bu konuda şanslı
canlılardır ve çok fazla virüsün taşıyıcısı ya da tehdidi altında değillerdir.
En korkutucu virüs beyne yerleşen ve epilepsi krizlerine neden olan virüstür.
Bu virüse yakalanmış kuş dönem dönem çırpınmalı, titremeli krizler geçirir.
Kuşa acı veren bir durumdur. Virüsün tipi belirlenmesi için veteriner mutlaka
laboratuar analizi yaptırmalı ve sonucuna uygun ilaçlar ile kuşu tedavi
etmelidir. Ev ortamında yapılabilecek neredeyse hiçbir şey yoktur.
Zehirlenmeler Sultan Papağanları kemirmeyi seven ve meraklı canlılar oldukları
için kafes içinde ve dışında buldukları her şeye gagaları ile dokunur ve
mümkünse kemirirler. Bu sebepten dolayı da sıklıkla zehirlenme tehlikesi
geçirirler. İlk önce dikkat edilmesi gereken konu kafes ve içinde ki
malzemelerdir. Kafes mutlaka soyulmayan statik boya ile boyanmış olmalıdır.
Ayrıca kafesin içine koyduğunuz oyuncak ve aksesuarlarında boyasız ve ahşaptan
olması gerekmektedir. Kafes içinde ki bu konuların haricinde evin içinde
dolaşan kuşları bir de evin içinde ki tehlikeler beklemektedir. Özellikle ev
bitkileri ve demir aksamlarla kuşlar sıklıkla ilgilenmekte ve
zehirlenmektedirler. Zehirlenen kuşun durumu çok hızlı kötüye gider. Genelde
kırmızı dışkılama ve kusma belirtisi gösterir. Zehirlenmeden şüphe duyulduğunda
bile hemen en yakın veterinere gidilmelidir. Evde yapılabilecek bir şey
maalesef yoktur. Veterinerde bol vitamin takviyesi ve serum vererek kuşu
hayatta tutmaya çalışacaktır. Vitamin Eksikliği -
Fazlalığı--------------------------- http://www.sultanpapaganlari.com/
Kuşlarımız alması gereken vitaminleri eksik ya da hiç almadıkları durumlarda
vitamin açığıyla karşılaşırlar. Bu durum hem başka hastalıkları vücuda davet
eder hem de bazı direk rahatsızlıklara sebep olur. Bunu önlemek için kuşumuzun
meyve, sebze yemesi sağlanmalı, tek tip beslenmeden kaçınılmalıdır. Eğer kuş
önceki alışkanlıklarından dolayı sadece balirli gıdaları yiyorsa bir takvim
dahilinde gerekli vitaminler suyuna katılmalıdır. Ancak sürekli ve düzensiz
vitamin kullanımı kuşta vitamin fazlalığına neden olabilir. Bu durumda kuşta
gaga erimesi başlar ve normal kuru yemler bile kuş yem yerken gagasına yapışır.
Bu durumda ki kuşlarda vitamin kullanımı hemen durdurulmalıdır. A Vitamini
Eksikliği: Vitamin A eksikliği çeken kuşlar solunum sistemi hastalıklarına
karşı korumasızdır. Kronik A vitamini eksikliği alt gaga etrafındaki deride
şişkinliklere neden olabilir; çünkü vücudun bu kısmındaki tükürük bezleri
şişmiştir. Boğaz mukozası sıklıkla sarımsı-beyazımsı bir renkle kaplanmıştır, kuş
göz kapağı şişmesi gibi göz rahatsızlıkları geçirir. Eğer bir kuşta A vitamini
eksikliği olduğundan kuşku duyuluyorsa erken davranılmalıdır. Örneğin
hastalığın başlangıç safhalarında salya bezlerinin şişkinliği vitamin
enjeksiyonları ile tedavi edilebilir. Sonraki zamanlarda bu şişkinlikleri
vitaminlerin yardımıyla tedavi etmek olanaksızdır, salgı bezlerinin veteriner
tarafından kesilip çıkarılması gerekir. B Vitamini Eksikliği: B vitamini
eksikliği kuşa çeşitli virüsleri davet eder. Bu virüslerin başında da
epilepsiye neden olan virüs vardır. Bu rahatsızlığın sonucu olarak kuşun
bacakları felç olur. Bir çok kuş felç sebebiyle ince dallara tüneyemez. Yere
düşerler ve topallayarak yürürler. Kuş veterinerleri kuşun içme suyuna
eklenebilecek sıvılar verirler. Bu besin ilaveleri bir B vitamini bileşiği
içerir. Buna ek olarak kuşlara B vitamini enjekte etmek çoğu zaman fayda
sağlar. Lütfen B vitamini eksikliği bulunan kuşu kendiniz tedavi etmeye
çalışmayın, her zaman doğru tedaviyi seçmek için kuşlarla ilgilenen bir
veterinerle görüşün. D Vitamini Eksikliği: Bir kuşun vücudunda, D vitamini
minerallerle ilgili metabolik işlemler için çok önemlidir. Kalsiyumun ve
besindeki fosforun ince bağırsaktan geçerken emilimine yardımcı olur. Bununla
birlikte D vitamini, iskeletin mineral tuzları depolamasından sorumludur. Eğer
D vitamini eksikliği oluşursa organizma kalsiyum eksikliğinden dolayı sağlam
kemik oluşturamaz. Bu yüzden kemikler çok yumuşar ve bükülürler. Genç kuşlarda
bu durum oluştuğunda bu rachitis(raşitizim), daha yaşlı kuşlarda ise “adult
rickets” (ergen raşitizmi)dir. Bunların her ikisinde de belirtiler oldukça
benzerdir. Kemikler yeterince mineral tuz içermediklerinden çok yumuşarlar ve
bunun sonucunda iskelette (bacaklar,omur) deformasyonlar oluşur. Radyograf
yardımıyla bir veteriner kuşun iskelet durumuyla ilgili daha fazla şey
belirleyebilir. Böylece kuşun D vitamini eksikliği yaşayıp yaşamadığı belli
olur. Kuşa sağlıklı besin vererek optimal vitamin ve mineral desteği sağlamak
çok önemlidir. Buna ek olarak birçok durumda hasta kuşu güneş ışığına çıkarmak
ya da UV lambasının ışınlarını vücuduna almasını sağlamak faydalıdır.
Ultraviyole ışınlar, kuşun derisinin D3. vitamini üretebilmesi için gerekli ve
bu yüzden önemlidir. E Vitamini Eksikliği: Özellikle Sultan Papağanları E
vitamini eksikliğine karşı hassastırlar. Eğer bir kuşta E vitamini eksikliği
varsa, kuş yürümeye çalışırken titremeye ve yalpalamaya başlar. Kramplar ve
zorunlu dairesel hareket E vitamini eksikliğinin belirtileri olabilir. Bir çok
kuşun görme kabiliyeti azalır, bazı ilerlemiş durumlarda kuş tamamen kör
olabilir. Dikkat! Eğer E vitamini eksikliği bir kez oluşursa kuş
iyileştirilemez. E vitamini enjeksiyonları bile kuşu iyileştirmez; sadece acıyı
dindirebilir. Bu yüzden iyi dengelenmiş bir beslenme sağlamak, E vitamini
eksikliğini önlemek için önemlidir. Yalcın kaya Sayılgan
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-sultan-papagani-hastaliklari.html
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-sultan-papagani-hastaliklari.html
Sultan Papağanı Üretimi Ve Yavruların Bakımı
GENEL: Bir çok kuş severin en ilgisini çeken ve kişiyi heyecanlandıran konusudur ev içinde üretim. Bu doğa harikası olaya şahitlik eden şanslı kişilerden olmak için ilk önce altını çizmek istediğim konu, kitabın önceki konularının iyi okunmuş, anlaşılmış ve uygulanmış olması gerekliliğidir. Çünkü kuşlarınızın sağlık durumu, yaşam koşulları ve beslenme şekilleri doğru olmadığı sürece üretim konusunda yapmanız gerekenleri yapsanız bile yavru alma şansınızın az olduğunu tekrar belirtmek isterim. Ayrıca özel durumlar hariç eve yeni gelmiş bir kuş veya kuşlardan ya da yeni bir araya konmuş çiftlerden 3 aydan önce yumurta, yavru beklemek biraz sabırsızlık olacaktır. Dolayısıyla iyi şartlar ve bakımla geçen 3 aylık süre konunun devamı için aslında ön şarttır. Ben bu noktadan sonra sizlerin önceki konularda yazılanları uyguladığınız varsayımı altında konuya devam edeceğim... EŞ SEÇİMİ VE ÇİFTLEŞTİRME KOŞULLARI:------------- http://www.sultanpapaganlari.com Sultan papağanlarının genel karakterlerinde tek eşlilik vardır. Bu göz önüne alındığında kuşunuza bir eş seçerken dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Çünkü kuşlar birbirlerini çift olarak kabul ettikleri zaman bu kuşları ayırmanız oldukça üzücü sonuçlar doğurabilir. İkinci önemli konu ise cinsiyeti doğru anlamaktır. Birçok çiftleştirme çabası sırf bu sebepten dolayı sonuç vermemektedir. Cinsiyet ayrımı konusunda kitapta yazılanları dikkatlice okumanızı tavsiye eder ve eğer henüz acemilik dönemindeyseniz tüy renginden cinsiyeti kolay ayrılan mutasyonları tercih etmenizin sizi bu problemden kurtaracağını da hatırlatırım. Yukarıda ki konular dikkate alınarak aldığınız yeni kuş eve geldiğinde çiftlerin birbirleriyle tanıştırılmadan önce yeni gelen papağanın en az 30 gün karantina altında tutulmasında yarar vardır. Bu süre içerisinde hareketliliği, yem yemesi, dışkısı, nefes alış-verişi, gözlerinin parlaklığı gibi etmenler dikkatle gözlenmelidir. Herhangi bir sağlık sorunu olmadığına kanaat getirilirse papağanlar ilk olarak ayrı kafeslerde, birbirinden mümkün olduğu kadar uzak mesafede, ancak aynı odada birkaç gün tutulmalıdır. Bu mesafe gün geçtikçe azaltılarak 10 gün sonunda kafes tellerinin arasından birbirleriyle temas edebilecek şekilde yan yana getirilmelidirler. Bu süre içerisinde çiftler rahatsız edilmeden dikkatlice gözlenmelidirler. Agresif davranışlar tespit edilirse ve bunda belli bir süre boyunca herhangi bir azalma tespit edilemezse çiftlerin uyumsuz olduğuna kanaat getirilip başka bir eş denenmelidir. Eğer çiftler birbirleriyle ötüşerek diyalog kuruyorsa tellerin arasından birbirlerine yaklaşıyorlarsa bunlar çiftlerin uyum sağladığını gösterir ve ikinci aşamaya geçilebilir. İkinci aşamada papağanlar aynı kafes içerisine konulmalıdır. Kafes büyüklükleri en az 50cm*50cm*50cm olmalıdır. Kuşlar aynı kafese girdikten sonra bir hafta süre ile dikkatlice gözlenmelilerdir. Çünkü bazen birbirlerine zarar verici saldırılar olabilmektedir. Böyle bir durumda çiftler mutlaka ayrılmalılardır. Ancak bazı ufak yemlik, suluk ya da tünek itişmeleri çok ciddiye alınmamalıdır. Bu problemlerde aşıldıktan sonra artık elinizde eş sultanlarınız var demektir. Eş sultanlar resimde de görüldüğü üzere genel olarak yan yana durur birbirlerinin tüylerini düzeltirler. Erkek kuş dişiyi sizden korumaya çalışırken dişi korktuğu zaman erkeğin arkasına kaçar. Sultanlarınız çiftleşmeye ve yumurtlamaya başlamadan önce kafesinizin de yavru almak için uygun bir kafes olduğundan emin olmalısınız. Yavru almak için uygun kafes ölçüleri yukarıda da belirtildiği üzere en az 50cm*50cm*50cm civarlarında olmalıdır. Bu kafesin en az 3 farklı kapısı olmalı ve kafesiniz, kafesi yerinden hareket ettirmeden zemin temizliğini yapmanıza olanak tanıyacak çekmeceli bir sisteme sahip olmalıdır.Yuvalığın içinde uygun bir tünek mutlaka bulunmalı ve yuvalığın zemini 1 parmak kadar çam talaşıyla kaplanmalıdır. Bu talaşı marangozlardan almanız çok tehlikeli olabilir. Kuşlarınızın sağlığı için bu talaşı Hamsterlar için üretilen zemin talaşından kullanmalısınız. Bu kafes özellikleri ve yuvalığınızı da hazır ettikten sonra artık sonraki adımlara geçebilirsiniz [Resim: faali0.jpg] ÇİFTLEŞME VE YUMURTLAMA-------------------------- http://www.sultanpapaganlari.com Bu safhada kuşlarınızın beslenmesine dikkat etmeli ve beslenme bölümümüzde tarifi bulabileceğiniz yumurta maması ile kuşlarınızı takviye etmelisiniz. Aynı dönemde oda içi ısı değerleri ve kafesin ışık alma süresi de önemlidir. Kuşlarınız her gün ortalama 14 saat ışık almalıdır ki mevsimin çiftleşme mevsimi olduğunu düşünsünler. Ayrıca oda sıcaklığını 25 ile 30 derece arasına ayarlamalı ve nem oranı da %55 lerde tutulmalıdır. Ancak belirtmek isterim ki, çiftleştirme için en güzel dönemler olan ilk bahar dönemlerinde bu değerler kendiliğinden oluşmaktadır. Bu doğal şartları sağladıktan ve özellikle de dişi kuşunuzda gözle görülür bir iştahlılık sağladığınız noktada artık yuvalığı kafesinize takabilirsiniz. Ancak bu hazırlık süresi önceki bölümlerde de belirtildiği üzere 3 aya kadar uzayabilir. Bu zamanın geldiğini anlamanın en pratik yolu erkek kuşunuzu takip etmektir. Dönem yaklaştıkça erkek kuşunuz dişi kuşunuza doğru yüksek sesle ve sık sık ötüşler yapmaya başlayacaktır. Yuvalığın kafesinize takılması takibinde özellikle erkek kuşunuz yuvalıkla ilgilenmeye başlayacak yuvalıkta uzun saatler geçirecek ve sık sık yuvalığa girip çıkacaktır. İlk dönemde dişi kuşunuzun yuvalıkla az ilgilenmesi gayet doğaldır. Bu dönemde yuvalıkla aynı anda kafesinize banyolukta takmanız kuşlarınızın yuvalığı hazırlaması için onlara kolaylık sağlayacaktır. Yuvalığın ve banyoluğun takılması takibi kuşlarınız çiftleşmeye başlayacaklardır. Çiftleşme öncesi erkeğin dişi kuşa yaptığı kurları görebilirsiniz. Normal şartlarda sağlıklı bir çift eş sultan çiftleşme dönemi boyunca günde 2 ila 5 kere arası çiftleşirler. İlk çiftleşmeden sonra 15 gün içinde dişi ilk yumurtayı yumurtlar. Takibinde birer gün ara ile yumurtlamaya devam eder. Sultan papağanları ortalama olarak her bir kuluçkada 4 yumurta yaparlar. Ancak burada kuşunu belirtmeliyim ki bu yazıda sözü edilen süreler ve tavırlar her şeyin iyi gittiği şartlardır. Herhangi bir noktada yaşanacak problem sonrası süreç tekrar başa döndürülmelidir. [Resim: 3444mrn.jpg] KULUÇKA:------------------------------- http://www.sultanpapaganlari.com Yumurtlama sonrası dönemi anlatan bu dönem Sultan papağanlarında 18 ila 20 gün arası sürer. Genel olarak sağlıklı gelişmiş bir sultan yavrusu 17. gün yumurtada canlanır ve cikciklemeye başlar. Bu noktadan sonra da 48 saat içinde yumurtadan çıkar. Kuluçka döneminde kuşlarınız için düzenli besleme ve banyo ihtiyaçlarını karşılama dışında yapabileceğiniz bir şey yoktur. Bu dönemin olabildiğince durağan geçmesi en iyisidir. Son yumurtadan 25 gün sonrasında çıkmayan yumurtalar yuvalıktan alınmalı ve dikkatlice kırılıp içi incelenmelidir ki bu yumurtalar için problemin ne olduğu anlaşılabilsin. Yumurtalardan yavruların çıkması takibinde anne baba hemen yavruları beslemeye başlayacaklardır. Bu dönemde kafeste yumurta maması, haşlanmış patates ve sebze meyvenin her zaman hazır olması anne ve babanın işini kolaylaştıracaktır. Yumurtadan çıkan yavrular anne ve babaları tarafından beslenip büyürken bizlerin yapması gereken temel şey anne ve babaya ihtiyaç duydukları seviyede bol ve kaliteli gıdayı vermektir. Yavrularımızın 7. günde gözleri açılacak, 14. günde tüylenme hızlanacak, 21. günde göğüs kafesi tamamlanmaya başlayacak ve nihayet 28. gün civarında yuvadan çıkmaya hazır hale geleceklerdir. 4. Haftada yuvadan çıkan yavrular ilk günlerde zeminde vakit geçirecek ve gene anne ve babaları tarafından besleneceklerdir. 5. haftada kendi başlarına yemek yer ve hayatta kalabilir duruma gelmenin takibinde 6. hafta anne ve babalarından ayrılabilir güce erişeceklerdir. Ancak mümkünse ve anne baba izin verirse 8. haftaya kadar anne babaları ile beraber kalmaları oldukça iyi olacaktır. Büyüme döneminde de kafeste bolca yem bulundurulmalı ilaç kullanımından uzak durulmalıdır. [Resim: 3444mrn.jpg] KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR VE ÇÖZÜMLERİ:------------ http://www.sultanpapaganlari.com - Kuşlarımız anlaşmadı. Bunun bir çok sebebi olabilir. Yaş veya eski eşinden çok yeni ayrılmış kuşlar, sağlık durumu iyi olmayan kuşlar dönem dönem anlaşamayabilirler. Bu durumda en basit yöntem yeni gelen kuşu değiştirmek olsa da, bunun yapılamadığı dönemlerde kuşlara zaman tanınarak bu problem aşılabilir. - Kuşlar anlaştı ancak çiftleşmiyorlar. İlk gözden geçirilmesi gereken şey kuşların yaşıdır. Kuşlarımız 1,5 yaşına gelmeden onları çiftleşmeye zorlamamalıyız. Eğer yaş değilse, sağlık problemleri dolayısıyla gerekli güce erişmemiş olabilirler ki yapılacak şey zaman verip iyi bakım yapmaktır. Ya da kuşlarınız çiftleşmeyi bilmiyor olabilir. Bu durumda ki çözüm ise kuşlarınızın yan kafesine çiftleşen bir çift koymaktır. - Kuşlar çiftleştikleri halde yumurtlamıyorlar. İlk olarak dişi kuş muayene edilmeli ve yumurtanın anüsün civarında olup olmadığından emin olunmalı, eğer emin olunamıyorsa röntgen tavsiye edilir. Eğer kuşunuzun içinde yumurta varsa ve yumurtlayamıyorsa ılık pamuk ve yağ ile 2-3 gün sürecinde günde 2-3 kere karnına masaj yapılmalı ve kuşa banyo imkanı verilmelidir. Eğer kuş yumurtlamazsa mutlaka acilen veteriner müdahalesi gerekir. Eğer yumurta hiç oluşmuyorsa biraz zaman verilmeli ve dişide ki biyolojik bir rahatsızlıktan şüphelenilmelidir. - Yumurtalardan yavru çıkmıyor. Bunun birçok sebebi olabilir, ilk önce eski yumurtalar kırılmalı ve yumurta içerikleri incelenmelidir. Eğer yumurtalar tamamen boş ise anne veya babada biyolojik bir rahatsızlık var ya da henüz yaşları ufak demektir. Eğer yavrular az gelişmiş ve küçük kalmışlarsa, kuluçka döneminde ısı ve nem dengesi gözden geçirilmelidir. Eğer yavrular tam gelişmiş ama yumurtadan çıkamamışsa gene ısı ve nem dengesi gözden geçirilmelidir. Eğer yumurtaların içinde ki yavrular farklı durumdaysa kuluçka döneminde yumurtalar soğutulmuş demektir. - Çıkan yavrular yaşamıyor. Kafeste yeterince ve doğru yem ve vitaminler yok veya anne ve baba çok acemi ve yavrulara bakmıyor ya da bakamıyor olabilir. Yemlemeyi arttırmalı ve eğer ihtiyaç varsa anne ve babayı yavruları beslemeyi iyi yapan başka bir çift ile aynı ortamda tutmalısınız. [Resim: 29kqb68.jpg] - Anne-Baba yavrulara zarar veriyor. Bunun yavruların kaç haftalıkken olduğunun önemi vardır. Eğer yavrular 4 haftalığa ulaşmışlar ve halen yuvalıkta duruyorlarsa anne babanın onlara saldırmasının sebebi yavruları yuvalıktan çıkartmaya çalışmalarıdır. Bu durumda yavrular yuvalıktan kafesin içine çıkartılmalıdır. Eğer saldırılar yavrular daha küçükken veya kafesin içindeyken oluyorsa yavruya saldıran kuş tekrar çiftleşmek istemektedir ve bu saldırıları yapan kuş başka bir kafese alınmalıdır. Yalcın Kaya Sayılgan.
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-sultan-papagani-uretimi.html
GENEL: Bir çok kuş severin en ilgisini çeken ve kişiyi heyecanlandıran konusudur ev içinde üretim. Bu doğa harikası olaya şahitlik eden şanslı kişilerden olmak için ilk önce altını çizmek istediğim konu, kitabın önceki konularının iyi okunmuş, anlaşılmış ve uygulanmış olması gerekliliğidir. Çünkü kuşlarınızın sağlık durumu, yaşam koşulları ve beslenme şekilleri doğru olmadığı sürece üretim konusunda yapmanız gerekenleri yapsanız bile yavru alma şansınızın az olduğunu tekrar belirtmek isterim. Ayrıca özel durumlar hariç eve yeni gelmiş bir kuş veya kuşlardan ya da yeni bir araya konmuş çiftlerden 3 aydan önce yumurta, yavru beklemek biraz sabırsızlık olacaktır. Dolayısıyla iyi şartlar ve bakımla geçen 3 aylık süre konunun devamı için aslında ön şarttır. Ben bu noktadan sonra sizlerin önceki konularda yazılanları uyguladığınız varsayımı altında konuya devam edeceğim... EŞ SEÇİMİ VE ÇİFTLEŞTİRME KOŞULLARI:------------- http://www.sultanpapaganlari.com Sultan papağanlarının genel karakterlerinde tek eşlilik vardır. Bu göz önüne alındığında kuşunuza bir eş seçerken dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Çünkü kuşlar birbirlerini çift olarak kabul ettikleri zaman bu kuşları ayırmanız oldukça üzücü sonuçlar doğurabilir. İkinci önemli konu ise cinsiyeti doğru anlamaktır. Birçok çiftleştirme çabası sırf bu sebepten dolayı sonuç vermemektedir. Cinsiyet ayrımı konusunda kitapta yazılanları dikkatlice okumanızı tavsiye eder ve eğer henüz acemilik dönemindeyseniz tüy renginden cinsiyeti kolay ayrılan mutasyonları tercih etmenizin sizi bu problemden kurtaracağını da hatırlatırım. Yukarıda ki konular dikkate alınarak aldığınız yeni kuş eve geldiğinde çiftlerin birbirleriyle tanıştırılmadan önce yeni gelen papağanın en az 30 gün karantina altında tutulmasında yarar vardır. Bu süre içerisinde hareketliliği, yem yemesi, dışkısı, nefes alış-verişi, gözlerinin parlaklığı gibi etmenler dikkatle gözlenmelidir. Herhangi bir sağlık sorunu olmadığına kanaat getirilirse papağanlar ilk olarak ayrı kafeslerde, birbirinden mümkün olduğu kadar uzak mesafede, ancak aynı odada birkaç gün tutulmalıdır. Bu mesafe gün geçtikçe azaltılarak 10 gün sonunda kafes tellerinin arasından birbirleriyle temas edebilecek şekilde yan yana getirilmelidirler. Bu süre içerisinde çiftler rahatsız edilmeden dikkatlice gözlenmelidirler. Agresif davranışlar tespit edilirse ve bunda belli bir süre boyunca herhangi bir azalma tespit edilemezse çiftlerin uyumsuz olduğuna kanaat getirilip başka bir eş denenmelidir. Eğer çiftler birbirleriyle ötüşerek diyalog kuruyorsa tellerin arasından birbirlerine yaklaşıyorlarsa bunlar çiftlerin uyum sağladığını gösterir ve ikinci aşamaya geçilebilir. İkinci aşamada papağanlar aynı kafes içerisine konulmalıdır. Kafes büyüklükleri en az 50cm*50cm*50cm olmalıdır. Kuşlar aynı kafese girdikten sonra bir hafta süre ile dikkatlice gözlenmelilerdir. Çünkü bazen birbirlerine zarar verici saldırılar olabilmektedir. Böyle bir durumda çiftler mutlaka ayrılmalılardır. Ancak bazı ufak yemlik, suluk ya da tünek itişmeleri çok ciddiye alınmamalıdır. Bu problemlerde aşıldıktan sonra artık elinizde eş sultanlarınız var demektir. Eş sultanlar resimde de görüldüğü üzere genel olarak yan yana durur birbirlerinin tüylerini düzeltirler. Erkek kuş dişiyi sizden korumaya çalışırken dişi korktuğu zaman erkeğin arkasına kaçar. Sultanlarınız çiftleşmeye ve yumurtlamaya başlamadan önce kafesinizin de yavru almak için uygun bir kafes olduğundan emin olmalısınız. Yavru almak için uygun kafes ölçüleri yukarıda da belirtildiği üzere en az 50cm*50cm*50cm civarlarında olmalıdır. Bu kafesin en az 3 farklı kapısı olmalı ve kafesiniz, kafesi yerinden hareket ettirmeden zemin temizliğini yapmanıza olanak tanıyacak çekmeceli bir sisteme sahip olmalıdır.Yuvalığın içinde uygun bir tünek mutlaka bulunmalı ve yuvalığın zemini 1 parmak kadar çam talaşıyla kaplanmalıdır. Bu talaşı marangozlardan almanız çok tehlikeli olabilir. Kuşlarınızın sağlığı için bu talaşı Hamsterlar için üretilen zemin talaşından kullanmalısınız. Bu kafes özellikleri ve yuvalığınızı da hazır ettikten sonra artık sonraki adımlara geçebilirsiniz [Resim: faali0.jpg] ÇİFTLEŞME VE YUMURTLAMA-------------------------- http://www.sultanpapaganlari.com Bu safhada kuşlarınızın beslenmesine dikkat etmeli ve beslenme bölümümüzde tarifi bulabileceğiniz yumurta maması ile kuşlarınızı takviye etmelisiniz. Aynı dönemde oda içi ısı değerleri ve kafesin ışık alma süresi de önemlidir. Kuşlarınız her gün ortalama 14 saat ışık almalıdır ki mevsimin çiftleşme mevsimi olduğunu düşünsünler. Ayrıca oda sıcaklığını 25 ile 30 derece arasına ayarlamalı ve nem oranı da %55 lerde tutulmalıdır. Ancak belirtmek isterim ki, çiftleştirme için en güzel dönemler olan ilk bahar dönemlerinde bu değerler kendiliğinden oluşmaktadır. Bu doğal şartları sağladıktan ve özellikle de dişi kuşunuzda gözle görülür bir iştahlılık sağladığınız noktada artık yuvalığı kafesinize takabilirsiniz. Ancak bu hazırlık süresi önceki bölümlerde de belirtildiği üzere 3 aya kadar uzayabilir. Bu zamanın geldiğini anlamanın en pratik yolu erkek kuşunuzu takip etmektir. Dönem yaklaştıkça erkek kuşunuz dişi kuşunuza doğru yüksek sesle ve sık sık ötüşler yapmaya başlayacaktır. Yuvalığın kafesinize takılması takibinde özellikle erkek kuşunuz yuvalıkla ilgilenmeye başlayacak yuvalıkta uzun saatler geçirecek ve sık sık yuvalığa girip çıkacaktır. İlk dönemde dişi kuşunuzun yuvalıkla az ilgilenmesi gayet doğaldır. Bu dönemde yuvalıkla aynı anda kafesinize banyolukta takmanız kuşlarınızın yuvalığı hazırlaması için onlara kolaylık sağlayacaktır. Yuvalığın ve banyoluğun takılması takibi kuşlarınız çiftleşmeye başlayacaklardır. Çiftleşme öncesi erkeğin dişi kuşa yaptığı kurları görebilirsiniz. Normal şartlarda sağlıklı bir çift eş sultan çiftleşme dönemi boyunca günde 2 ila 5 kere arası çiftleşirler. İlk çiftleşmeden sonra 15 gün içinde dişi ilk yumurtayı yumurtlar. Takibinde birer gün ara ile yumurtlamaya devam eder. Sultan papağanları ortalama olarak her bir kuluçkada 4 yumurta yaparlar. Ancak burada kuşunu belirtmeliyim ki bu yazıda sözü edilen süreler ve tavırlar her şeyin iyi gittiği şartlardır. Herhangi bir noktada yaşanacak problem sonrası süreç tekrar başa döndürülmelidir. [Resim: 3444mrn.jpg] KULUÇKA:------------------------------- http://www.sultanpapaganlari.com Yumurtlama sonrası dönemi anlatan bu dönem Sultan papağanlarında 18 ila 20 gün arası sürer. Genel olarak sağlıklı gelişmiş bir sultan yavrusu 17. gün yumurtada canlanır ve cikciklemeye başlar. Bu noktadan sonra da 48 saat içinde yumurtadan çıkar. Kuluçka döneminde kuşlarınız için düzenli besleme ve banyo ihtiyaçlarını karşılama dışında yapabileceğiniz bir şey yoktur. Bu dönemin olabildiğince durağan geçmesi en iyisidir. Son yumurtadan 25 gün sonrasında çıkmayan yumurtalar yuvalıktan alınmalı ve dikkatlice kırılıp içi incelenmelidir ki bu yumurtalar için problemin ne olduğu anlaşılabilsin. Yumurtalardan yavruların çıkması takibinde anne baba hemen yavruları beslemeye başlayacaklardır. Bu dönemde kafeste yumurta maması, haşlanmış patates ve sebze meyvenin her zaman hazır olması anne ve babanın işini kolaylaştıracaktır. Yumurtadan çıkan yavrular anne ve babaları tarafından beslenip büyürken bizlerin yapması gereken temel şey anne ve babaya ihtiyaç duydukları seviyede bol ve kaliteli gıdayı vermektir. Yavrularımızın 7. günde gözleri açılacak, 14. günde tüylenme hızlanacak, 21. günde göğüs kafesi tamamlanmaya başlayacak ve nihayet 28. gün civarında yuvadan çıkmaya hazır hale geleceklerdir. 4. Haftada yuvadan çıkan yavrular ilk günlerde zeminde vakit geçirecek ve gene anne ve babaları tarafından besleneceklerdir. 5. haftada kendi başlarına yemek yer ve hayatta kalabilir duruma gelmenin takibinde 6. hafta anne ve babalarından ayrılabilir güce erişeceklerdir. Ancak mümkünse ve anne baba izin verirse 8. haftaya kadar anne babaları ile beraber kalmaları oldukça iyi olacaktır. Büyüme döneminde de kafeste bolca yem bulundurulmalı ilaç kullanımından uzak durulmalıdır. [Resim: 3444mrn.jpg] KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR VE ÇÖZÜMLERİ:------------ http://www.sultanpapaganlari.com - Kuşlarımız anlaşmadı. Bunun bir çok sebebi olabilir. Yaş veya eski eşinden çok yeni ayrılmış kuşlar, sağlık durumu iyi olmayan kuşlar dönem dönem anlaşamayabilirler. Bu durumda en basit yöntem yeni gelen kuşu değiştirmek olsa da, bunun yapılamadığı dönemlerde kuşlara zaman tanınarak bu problem aşılabilir. - Kuşlar anlaştı ancak çiftleşmiyorlar. İlk gözden geçirilmesi gereken şey kuşların yaşıdır. Kuşlarımız 1,5 yaşına gelmeden onları çiftleşmeye zorlamamalıyız. Eğer yaş değilse, sağlık problemleri dolayısıyla gerekli güce erişmemiş olabilirler ki yapılacak şey zaman verip iyi bakım yapmaktır. Ya da kuşlarınız çiftleşmeyi bilmiyor olabilir. Bu durumda ki çözüm ise kuşlarınızın yan kafesine çiftleşen bir çift koymaktır. - Kuşlar çiftleştikleri halde yumurtlamıyorlar. İlk olarak dişi kuş muayene edilmeli ve yumurtanın anüsün civarında olup olmadığından emin olunmalı, eğer emin olunamıyorsa röntgen tavsiye edilir. Eğer kuşunuzun içinde yumurta varsa ve yumurtlayamıyorsa ılık pamuk ve yağ ile 2-3 gün sürecinde günde 2-3 kere karnına masaj yapılmalı ve kuşa banyo imkanı verilmelidir. Eğer kuş yumurtlamazsa mutlaka acilen veteriner müdahalesi gerekir. Eğer yumurta hiç oluşmuyorsa biraz zaman verilmeli ve dişide ki biyolojik bir rahatsızlıktan şüphelenilmelidir. - Yumurtalardan yavru çıkmıyor. Bunun birçok sebebi olabilir, ilk önce eski yumurtalar kırılmalı ve yumurta içerikleri incelenmelidir. Eğer yumurtalar tamamen boş ise anne veya babada biyolojik bir rahatsızlık var ya da henüz yaşları ufak demektir. Eğer yavrular az gelişmiş ve küçük kalmışlarsa, kuluçka döneminde ısı ve nem dengesi gözden geçirilmelidir. Eğer yavrular tam gelişmiş ama yumurtadan çıkamamışsa gene ısı ve nem dengesi gözden geçirilmelidir. Eğer yumurtaların içinde ki yavrular farklı durumdaysa kuluçka döneminde yumurtalar soğutulmuş demektir. - Çıkan yavrular yaşamıyor. Kafeste yeterince ve doğru yem ve vitaminler yok veya anne ve baba çok acemi ve yavrulara bakmıyor ya da bakamıyor olabilir. Yemlemeyi arttırmalı ve eğer ihtiyaç varsa anne ve babayı yavruları beslemeyi iyi yapan başka bir çift ile aynı ortamda tutmalısınız. [Resim: 29kqb68.jpg] - Anne-Baba yavrulara zarar veriyor. Bunun yavruların kaç haftalıkken olduğunun önemi vardır. Eğer yavrular 4 haftalığa ulaşmışlar ve halen yuvalıkta duruyorlarsa anne babanın onlara saldırmasının sebebi yavruları yuvalıktan çıkartmaya çalışmalarıdır. Bu durumda yavrular yuvalıktan kafesin içine çıkartılmalıdır. Eğer saldırılar yavrular daha küçükken veya kafesin içindeyken oluyorsa yavruya saldıran kuş tekrar çiftleşmek istemektedir ve bu saldırıları yapan kuş başka bir kafese alınmalıdır. Yalcın Kaya Sayılgan.
Kaynak: http://www.sultanpapaganlari.com/konu-sultan-papagani-uretimi.html